• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C

Eğitimin İçeriği

Coşkun Otluoğlu
Eğitim öğretim faaliyetlerinde esas gaye ?çocuktur.? Çocuğu merkeze almayan eğitim öğretim faaliyetleri amacına ulaşamaz. Eğitim öğretim faaliyetlerinde esas gaye ?çocuktur.? Çocuğu merkeze almayan eğitim öğretim faaliyetleri amacına ulaşamaz.

Eğitim öğretim faaliyetleri ne yazık ki çoğu kez şekilcilikten öteye geçemiyor. Birey olarak çocuğun dünyasını ele almayan hiçbir faaliyet gerçekte fayda sağlamaz. Bu nedenle eğitim öğretimin birinci hedefi çocuğa faydalı olmalıdır.

            Eğitimin çoğu kez karşılaştığı yapaycılık, bireyin yani çocuğun yüreğine inecek faaliyetlerden uzak kalmaktadır. Öğretmenin sınıf içindeki takınmış olduğu öğretmenlik rolü bu duyarlılıktan azade olmamalıdır. Öğretmenlik mesleği gerçekte çocuğa hizmeti ön plana alır. Yapaycılık, öğretmenin kendi egosu ve insani zaafları çoğu kez sözünü ettiğim faydadan uzakta kalır.

            Şekilcilikten bahsetmişken çoğu törenler de çocuğa birey olarak bir şey katmazken, bir toplumun parçası olarak onu o toplumun bir ögesi haline getirir. Birey topluma ait olduğu hissini bu törenlerden kapabilir. Ancak bireyi mutlu etmeyen hatta bu törenler sebebiyle o toplumun kültüründen uzak kalacak kadar zararı dokunacak törenlerden kaçınılmalıdır.

            Şeklin insanlar üzerinde önemli bir etkisi olduğunu burada gizleyemeyiz. Şekilcilik ise uzak durmamız gereken ve başkalarının bireysel tercihlerine müdahale etmemize neden olacak tavırlardan kaçınılması gerekir.

            Baskın kültürlerin zaman içinde zayıf kültürleri yok edeceği ve bir nevi kültür emperyalizmine doğru hızla ilerleyen bir coğrafyada eğitimcilerin bu hassasiyetler üzerinde durmalarında genç nesiller için önemli olduğunu vurgulamalıyım. Çocuğun dünyası yetişkinin dünyası gibi değildir. Dolayısıyla yetişkinlerin bakış açısı çocuğun dünyasını algılayabilecek bir yaklaşımla meseleye bakması gerekir.

            Eğitimin içeriği oluşturulurken birinci faktör çocuğun dünyasıdır. İkinci faktör ise öğretmenin veya eğiticilerin çocuğun dünyasına göre şekillenmiş bakış açısıdır. O yüzden empati ortaya çıkmıştır. Empati kuramayan eğitimci zaten bu bakış açısını sağlayamaz.

            Üçüncü faktör ise amaca matuf faaliyetlerin yapılmasıdır. Amaçtan uzaklaşmış her faaliyet israf edilmiş onlarca hak demektir.

            Bugün içinde bulunduğumuz çağın en önemli özelliği çok hızlı biçimde sonuca giden yöntemlerin geliştirilmesidir. Faydacılığın en önemli metot olarak ele alındığı bu dönemde dolambaçlı yollardan ilerlemek akla, mantığa ve hayatın gerçeğine uymaz.

 

            Hayatın bizi her açıdan sardığı böyle bir dönemde eğitimin içeriğine hizmet etmesi gerekenler öğretmenlerdir. Bu içeriği çocuğun duygu dünyasından yola çıkarak ona fayda sağlayacak en güzel sonucu da belirleyecek olan odur.

Bu yazı toplam 1727 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113