Modern çağda değerlerimiz, önceliklerimiz ve sevgilerimizin yönü hızla değişiyor. Eskiden insanın en kıymetli varlığı evladı, ailesi, nesliydi; bugün ise sosyal medya kültürü, tüketim alışkanlıkları ve bireyselliğin kutsanması, bu doğal düzeni tersine çevirmeye başladı.
Artık bazı insanlar için bir canlıya sevgi göstermek, sorumluluk almakla değil, “kolaylık” ve “haz” ile ölçülüyor. Bu da insanın en temel fıtri dengelerinden biri olan insanı önceleme duygusunun aşınmasına yol açıyor.
Neslin devamını sağlayacak, bir kadın fenomen (anne adayı) diyor ki :
“Yani mesela bir tane bebek arabası (bebek) ve köpek varsa köpeği severim.”
Bu kadın çocuk doğurur mu? Doğurursa o çocuktan adam olur mu?
Bugün modern hayat, özellikle şehirlerde, kariyer yarışları içinde, insan fıtratını aşındıran, gittikçe yıpratan bir çizgide sürüklenip gidiyor.
➡️ Hayvan sevgisini, insan sevgisinin yerine koyan bir duygusal kayma,
➡️ Sorumluluk almaktan kaçınmanın “özgürlük” diye sunulması,
➡️ Çocuk büyütmeyi “yük”, köpeği ise “terapi aracı” olarak görme,
➡️ Aile kurmayı zahmet, bireyselliği ise kutsal ilan eden anlayış.
Hayvan sevgisi elbette güzeldir.
Ama insanın fıtratında sevgi hiyerarşisi vardır:
✅ İnsan
✅ Hayvan
✅ Eşya
Bugün bu sıralama tersine dönmeye başladıysa, mesele sadece bir cümle bozukluğu değildir; bir neslin yavaş yavaş çözülmesi ve bozulmasıdır.
“Bebek mi, köpek mi?” diye tereddüt eden bir insan; yalnızca anne değil, insan olma vasfında bile büyük eksiklik yaşamaktadır.
İnsan sevgisini geri plana itip hayvana sevgi besleyen bu zihniyet, aslında üzerinde tez hazırlanması gereken bir zihniyettir. Böyle biriyle bir köpek yan yana dursa, doğrusu ben de köpeğe daha fazla sevgi beslerdim.




























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.