• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

MUSİBETLE GELEN KORKULARIMIZ

Hasan Demirci

Bu gün teselli babında bir ayet nazil olmasını bekleseydik her halde bunun için en münasip ayetlerden biri şu olurdu;

“De ki: "Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o gelir, O bizim mevlâmızdır." Müminler yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.” Tevbe süresi 51. Ayet

Başımıza gelenlerin Mevla’mızın bilgisi dışında olmadığını bilip ona güvenip dayanmak gerektiğini bildiğimizden dolayı şüphesiz dertlerimizi sıkıntılarımızı Hz. Yakup As. gibi Allaha arz ediyoruz. “Yakub, “Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim.” diye niyaz da bulunmuştu. Ve Hz. Peygamber sallahu aleyh, ve sellem gibi de dua edeceğiz.

Miraç gecesinde ona öğretilen dua ile. “Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri üzerimize yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!.

YAPMAMIZ GEREKEN NEDİR?

Bu sorunun cevabı kolay verilebilecek cinsten değildir. Ancak anlaşılır bir yaklaşım, enteresan bir hikaye ile cevap bulmaya çalışalım.

Zamanın birinde hamile bir Ceylanın doğum sancısı başlar ve ormanın uzak bir köşesine gider rahat doğum yapmak için. Ancak nehrin kenarında doğuracağı esnada, gök gürler, şimşekler çakar ve ormanda büyük bir yangına sebep olur. Ceylan sağına döner ona ok atmak için bir avcı görür, soluna döner aç bir aslanın kendisini yemek için ağzından suların akarak beklediğini görür, Arkasında da azgın bir nehir vardır. Bu durumda Ceylan ya avcının avı, Ya Aslanın pençesinde yemi, Ya yangında kül, Ya da Nehirde sürüklenen çer çöp olacaktı. Kaçış yok, tehlikeler içinden seç beğen al. Ceylan o anda kendisine verilen içgüdüyle hareket etmeye karar verdi. Sadece doğumuna odaklanır ve sonra ne mi olur?

Şimşek avcının görüşünü kapatır, Avcının ceylana attığı ok yön değiştirir ve aslana isabet eder, aslan oracıkta ölür. Şakır şakır yağan yağmur yanan ormanı söndürür  ve ceylan sağ selim doğumunu yapar ve kurtulur. Bu hikaye bize hayata bakışımızda, zorluklarla mücadele edebilmek için bir yaklaşım tarzı öğretiyor.

Bazen hayatımızda her yönden kuşatılmış olabiliriz, belaların adeta üst üste geldiği, ruhsal bunalımlara yol açan kirli düşüncelere kapılabiliriz. Tam da bu zamanda yapmamız gerekenlere odaklanıp endişeye kapılmadan Mevla’mıza sığınarak adım atmalıyız.

Son günlerde ölüm korkusunun bir tsunami gibi diyar diyar gezdiğine, dehşet ve vahşetin, komplo teorilerinin paylaşılarak insanlığın kaoslara sürüklenmek istendiğine şahit oluyoruz.

Kim neyi amaçlarsa amaçlasın biz yapmaya gücümüzün yettiği şeylere odaklanmamız gerekiyor. Gerisini tüm âlemi, nizam ve intizam içinde yürüten Halikı Zül Celal Allah cc bırakacağız. Biz buna inancımızın gereği “Tedbir bizden, Takdir onun” diyerek teslim oluyoruz.

Çünkü O bir annenin çocuğuna olan merhametinden daha merhametlidir. Her durumda yalnız bırakmayacağını, İnananları koruyacağını biliyoruz.

Dertler ve sıkıntılar baş gösterince, Hz.Mevlananın;

“Ey Rabbim, benim büyük bir sıkıntım var deme !

Ey derdim, benim büyük RABBIM var de.” dediği gibi Rabbim dertlerimiz sıkıntılarımız büyük, Ancak senin her şeyden büyüksün ve senin her şeye gücün yeter diyeceğiz.

Bu dertleri, bu sıkıntıları veren yüce ALLAH, onlardan kurtarmaya, zorluklardan çıkarmaya kadirdir. Yeter ki hadislerde çerçevesi çizilen müminler gibi olalım.

Bir hadisi Şerifte;

 “Mümin’in durumu ne kadar şaşırtıcıdır / güzeldir. Gerçekten onun bütün işleri kendisi için hayırdır. Bu durum, müminden başka hiç kimse için söz konusu değil; Kendisine -memnun olacağı- güzel bir şey / bir nimet gelse şükreder, bu onun için hayır olur; başına bir sıkıntı gelse sabreder, bu da onu için hayır olur.”(Müslim, Zühd 64).

Kendimize soralım, nimetlere şükredebildik mi?. Musibetlere sabredebildik mi?. Keyiflerimiz yerindeydi, huzurumuza rahatımıza diyecek yoktu. Bazen bu rahatlık ve keyiflerin tadını çıkarmak yerine birbirimizle didişmeye, bir birimize sataşmaya hatta kavga etmeye bile başlamıştık. Verilenlerin alınacağı aklımıza hiç gelmemişti bile. Kısaca nankörlük ettik ve her nankörlük edenin başına gelenler bizim başımıza geldi.

Nahl Suresinde “Allah şöyle bir şehri örnek veriyor: Bu şehir güvenlikli ve huzurluydu; her yerden oraya bol rızık geliyordu. Derken ahalisi Allah’ın nimetlerine karşı nankörlük etti, Allah da onlara yapıp ettikleri yüzünden genel bir açlık ve korku felâketini tattırdı.” Nahl suresi 112

ŞİMDİ TOPARLANMA ZAMANI!

Hep birlikte fert, fert, milletçe, ümmetçe Tövbe edip nedametimizi ortaya koyma zamanı. Hatalarımız, günahlarımız çok biliyoruz ancak Rabbimizin mağfiretinin daha çok olduğunu da biliyoruz. İşe dinimizin direği Namaz ile başlayalım. Nazlanarak gitmekte zorlandığımız cemaatle namazı şimdilerde hayıfla arıyoruz. Evlerimizde cemaat yapalım. Dinimizin direğini ayakta tutalım ki diğer yapacaklarımızı bunun üzerine inşa edebilelim.

Ahlakımızı güzelleştirelim, Mümin kimse güzel ahlak sahibidir. Etrafına güzel örnek olur. Zulmetmez, Kul hakkına girmez, Yalan konuşmaz, Gıybet etmez, Dedikodu yapmaz, Haset etmez. Biz kendimizi düzeltirsek Allah cc hakkımızdaki hükmü değiştirecektir. Aksi halde “Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Rad suresi 11  ayetinde ifade edilen başımıza gelebilecek beter kötülüklerin sırasını bekleyelim.

Artık başta kendimiz, ailemiz olmak üzere herkese iyilik yapma zamanı,

Bu virüs geçince de insanlığımızı unutmama zamanı, yoldan sapmama zamanı,

Yolundan sapanları Allah cc işte böyle, güzelc hizaya sokuyor !!!

Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun…

Selam ve Dua ile…
Hasan Demirci

hasandemirci1@hotmail.com

 

 

Bu yazı toplam 1988 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113