• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 26 °C
  • Ankara 24 °C

Osmanlıca Öğretilmelidir-2

Abdullah Yadigar
Geçen haftaki ‘’Osmanlıca Öğretilmelidir’’ başlıklı yazımız epey olumlu tepki aldı. Demek ki kamuoyunda bu yönde bir beklenti ve alâka var.

Hiç bir millet geçmişiyle, tarihi gerçekleriyle bağlantısını keserek, geçmişini inkâr ederek
ileriye doğru emin adım atamaz.

Asırlar boyu üç kıta yedi denize hükmetmiş bir milletin çocukları artık önüne konulan
çevirilerin dışında atalarının bugüne kadar ki kültür birikiminden istifade edememektedirler. Yapılan
çevirilerin birçoğunun eksik ya da hatalı olduğu ise ayrı bir gerçektir.

1976 Yılında din görevlisi olarak Sultandağı’nda görev yaptığım sırada, Diyanet İşleri
Başkanlığınca ‘’Bolu Diyanet Eğitim Merkezinde’’ altı haftalık hizmet içi eğitimine çağırılmıştık. Her
ilden üç din görevlisinin çağırıldığı bu eğitime bende Afyon ilinden katılmıştım. Pek çok faydalarını
gördüğüm bu eğitimden kısa bir anekdot’u aktaracağım.

ODTÜ’ inden bir Prof. ‘’Köy kalkınması ve işin pratikleştirilmesi’’ konularında bize yaklaşık
dört saatlik konferans vermişti. Japonya’ya gitmiş onların teknolojideki başarılarını örnekleriyle bize
aktarmıştı. Mesela o tarihlerde bizde en erken posta hizmetleri üç günde (bazen bir haftayı bulduğu
olurdu) ulaşırken, Japonya da en geç yirmi dört saatte ulaşıyordu.

Bizde çöpler vahşi depolama usulüyle yığılıp, çöplük (yakın zamana kadar) kazaları oluşurken;
Japonya da hususi çöpler için kurulmuş fabrikalar mevcuttu. Bu fabrikalar çöplerden üç madde elde
ediyordu. Gaz, Maden ve posa kısmından da tuğla vb. maddeler. Adeta Japon temizlik görevlileri
sokaklarda çöp arıyorlardı. Buna benzer Japonların pek çok teknolojik başarılarını tanıttıktan sonra
Japon bilim adamlarına şöyle bir soru sorduğunu ifade ettiler.

–‘’Siz, teknolojide bu kadar ileridesiniz. Neden medeni dünyanın kullandığı alfabeyi
kullanmıyorsunuz?‘’


Japon bilim adamlarının cevabı şu oldu; ‘’Biz bu teknolojiyi, bu başarıyı kendi benliğimize-
kendi kültürümüze bağlı kaldığımız için elde ettik. Eğer bizim medeniyetimizi, bizim teknolojimizi
dünya insanları kabul ediyorsa onlar bizi öğrenmek zorundalar.’’
Cevabını vermişlerdi.

6 Ağustos 1945 sabahı ilk atom bombası Enola Gay isimli bir bombardıman uçağı ile
Hiroşima’ya atıldı. 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945 günü ise ikinci atom bombası, Bockscar isimli uçaktan
Nagasaki'ye atıldı. Bu iki bomba, patlama, ısı, radyasyon gibi etkileriyle, 100 binin üzerinde insanı
öldürdü. Amerika bombalamaya devam edeceğini açıklayınca, 15 Ağustos'ta Japonya teslim oldu.

Japonya, İkinci Dünya Savaşı yenilgisiyle bütün sanayi üretim kapasitesini, ulaşım, iletişim,
elektrik üretim ve dağıtım sistemi gibi sanayi üretimi için vazgeçilmez altyapı ağını kaybetmişti. Savaş
sonrası hızla toparlanarak ‘’Japon mucizesi’’ olarak adlandırılan kalkınma sürecine girmiş ve
en gelişmiş ülkeler sınıfına dâhil olmuştur. Fakat bir o kadar da kültürüne, geçmişine bağlı bir ülkedir.

Her ne kadar Osmanlıca, okullara ders olarak konulmasa da bugün için; Halk Eğitim
Merkezlerinde, bazı vakıflarca ‘’Osmanlıca Kursları’’ yaygınlaşmaktadır. Özellikle Hayrat Vakfının
Türkiye genelinde 900’ü aşkın merkezde açtığı Osmanlıca kursları takdire şayandır.

Vakıf tarafından yapılan duyuruda şu bilgiler yer almaktadır;
‘’Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı önemli bir
eğitim ve kültür projesini hayata geçiriyor. Türkiye’nin 900’ü aşkın merkezinde Osmanlı Türkçesi ve
Kur’an okuma kursları açılıyor. 1997 yılında Kültür Bakanlığı ile benzer bir işbirliği ile binlerce insanın
Osmanlıca öğrenmesine vesile olan Hayrat Vakfı, şimdi yeni ve daha büyük bir hizmeti
gerçekleştiriyor.
Kayıt olmam için ne yapmam gerekiyor? En yakınımızda bulunan bir halk eğitimi merkezine
müracaat etmek yahut www.osmanlicaegitim.com veya www.kuranegitimi.com sitelerine girerek
online olarak istenilen bilgileri doldurmak yeterli olacaktır.’’
Milletimizin Osmanlıcaya olan teveccühü ve ilgisi yetkili ve etkili kişilerinde dikkatini
çekecektir. Halkın taleplerini dikkate alan yönetimler daima güçlü kalırlar. Eninde sonunda bu
boşluğun mutlaka doldurulacağı inancındayım.

Bu yazı toplam 1826 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113