• BIST 9203.37
  • Altın 4296.947
  • Dolar 39.6155
  • Euro 45.6765
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 15 °C

Mezuniyet Çılgınlığı!

Abdullah Yadigar

 

Son yıllarda okullarda Haziran ayı boyunca, bir hareketlilik göze çarpıyor. Festival mi dersiniz! Düğün dernek mi zannedersiniz! Siz ne derseniz deyin, onlar adını koymuşlar Mezuniyet günü!

Eskiden bizim dönemlerimizde okullar tatil olacağı zaman kendimizi üzüntülü hissederdik. Mezun olunca da arkadaşlarımızdan, öğretmenlerimizden ve okulumuzdan ağlayarak ayrılırdık.

Şimdilerde ise mezuniyet günü adı altında deyim yerinde ise, mezuniyet çılgınlığı sergileniyor. Üniversite kampüslerinden çıkıp, liselere, ortaokullara, ilkokullara hatta ana sınıflarına kadar inmiştir.

Geleceğin mimarı olacak olan gençlerimiz, mutluluklarını böyle mi paylaşmalıdırlar? Yer yer kültürümüzden, geleneklerimizden uzak olan bu tür uygulamalar böyle devam mı edecek?

Şu okul şöyle yapmış, bu sınıf böyle yapmış bizde yapalım! Şeklinde akıntıya kürek çekerek nereye kadar gidilebilir?

Bir de bu işin ekonomik boyutu var. İki saatlik bir tören için binlerce veliyi zor durumda bırakacaksın. Bir sefer kullanıp bırakılacak bir (cüppe-kep) malzeme için, On Binlerce insanı darda bırakacaksın.

Bu alanda başlı başına bir sektör oluşmuş. Bu işten rant sağlayan lobilerin dümen suyuna gelip cüppe-kep lüksü için şarkılar besteleyeceksin!

Ülke gerçeklerinden uzak yaşayanlar veya kendi hallerini ülke gerçeği zannedenler yanılgı içindeler.

Bu ülkede özel helikopteri, çocuğunun özel aracı olanlar olduğu gibi, kahır ekseriyet kendi yağıyla kendi kavrulan mütevazı halk kitlesidir.

Çocuğunu özel kolejlerde okutan elit bir tabaka olduğu gibi, kıt imkânlarıyla devlet okullarında çocuğunun tahsilini yaptıran on binlerce insanımız var.

On yıl kadar önce bir liseden öğretmen arkadaşım aramıştı. ‘’Hocam bir öğrencimiz var fakirler. Okul-öğrenci kıyafetini alamayacak durumdalar. Sizin çevreniz geniştir. Yardımcı olur musunuz’’ demişti.

Bende bir eczacı dostuma bu durumu ilettim. Dedi ki ‘’Hocam ben gidip takip edemem. Bir miktar para vereyim de siz benim adıma ihtiyaçlarını alın.’’

Konfeksiyoncu bir dostuma gidip parayı verdim. Bir öğrenci göndereceğim. İhtiyaçlarını ver, para yetmezse kalanını da sen yetir’’ dedim. Öğrenciyi gönderdim.

Ertesi günü uğradığımda ne yaptınız diye sordum. Mağazacı dostum ‘’Hocam annesiyle çocuk geldiler. Bizim Elektrik kesik, su parası yatacak. Parayı bize verin acil ihtiyaçlarımıza kullanmak zorundayız, diyerek parayı alıp gittiler’’ dedi.

Geçen hafta bir idareci arkadaşım okula geç gelen öğrencisine soruyor ‘’Evladım niye geç kaldın?’’ Çocuğun cevabı ‘’Hocam otobüs-dolmuşla gidip geliyorum. Yol param yoktu, yaya olarak geldim, onun için geciktim’’ oluyor.

Takriben Beş Kilometrelik yolu, dolmuş parası bulamadığı için yaya gelen bir öğrenciye sen kalkıp ‘’Kep/Cüppe’’ dayatması yapacaksın!

Geçen yıllarda bir arkadaşımın eşinin yeni açtığı iş yerine ziyarette bulunduk. Dostumuz bir darbı mesel anlattı. Bir insan tiplemesinden bahsederek bunun soğanı çok sevdiğini, üç öğün sofrasından soğanın eksik olmadığını söyledi. Sonra bu zata bir gün sormuşlar ‘’Beyim, siz soğanı mı kutsalını mı çok seversiniz? Zatı muhterem bir duraklamış ve cevabı yapıştırmış. ‘’Şu mübarekleri birbirine karıştırmasanız olmaz mı?’’

 Maalesef bu uygulamalarda, öğrenci, veli ve idarecilerimizin katkısı var. Artık Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuya önümüzdeki yıllar için bir neşter vurmalıdır.

  Abdullah YADİGAR-21/06/2025

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 339 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113