• BIST 9834.8
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 0 °C

Ebedi Gençlik Yolunda

Abdullah Yadigar


Serhat şehrimiz Erzurum? da Genç Gönüllüler, Genç aylık gençlik dergisi ve Ur Dergisinin
ortaklaşa organizesiyle ??Ebedi Gençlik Yolunda Üstad Şehid Hasan el-Benna?? adı altında düzenlenen
bir programa katıldım. Konuşmacılar; Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ve Prof. Dr. Mustafa Ağırman idi.
Yer; Atatürk Üniversitesi Rektörlük Binası Mavi Salon tıklım-tıklım doluydu.

Geçtiğimiz Perşembe günü gerçekleşen Konferans süresince notlar aldım. Bol-bol resimler
çektim. Aldığım bu notlardan bir kısmını burada paylaşıyorum.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma Hoca Feridüddin Attar?ın bir deyişiyle sözlerine
başladı. ??Dostum, pazara git kendine bir dert satın al. Bulamazsan gel benden ödünç al.?? Tamamen
de vermiyor. Çünkü o dert ona da lazım. Derdi olmayan seküler olur. Gider gezer, yer, yaşar. Derdi
olmayan insanın hiçbir sıkıntısı olmaz.

Toplumların kaderini dertli insanların çizebileceğini ifade eden Sırma, ??Hasan El Benna?nın da
dertli bir insan olduğunu belirtti. O?nu anlamak için bir buçuk asır önceye gitmek gerektiğini ifade
ederek, Osmanlı hariç Müslüman dünyası sömürge halindeydi. Bu durumdan kurtulmak için
birilerine ihtiyaç vardı. Allah lütfediyor bazı şahıslar ortaya çıkıyor. Müslümanlar batı üniversitelerinde
okumaya başlayınca sömürüldüklerini anlamaya başladılar. Hindistan, Pakistan, Mısır ve Cezayir de
bazı mütefekkirler ortaya çıktı. Bunlar ?acaba biz dünyanın efendisi iken neden sömürülür olduk??
Sorusunu sormaya başladılar. İslamî düşünmeye, çareler aramaya başladılar. Bu birileri donanımlı
olmalıydı. Her coğrafyada böyle insanlar çıktı. Mısır?da ortaya çıkan Hasan El Benna, İslam?ın
yükselişinin siyasetle olmayacağını, pratiği olmayan ilimden fayda gelmeyeceğini söylüyordu.? dedi.

Sırma hoca sözlerine şöyle devam etti; ??Bir talebem (Malik Akbaş) beni Cenevre?ye davet etti.
Dr. Ramazan el-Butinin (Suriye?de Esed?e destek veren Ramazan değil bu, Hasan el Bennanın damadı)
evine gittik. Bugünkü Müslümanların halini anlatacak nefis bir cümle söyledi. ?Onlar Allah yerine
doları birliyorlar ve ona hiçbir şeyi şirk koşmuyorlar.??

??Hasan El Benna?nın İslam?ın yükselişi için Müslümanların üç özelliği bulunması gerektiğini,
bunlardan birincisi ilim. Ona göre dava bilinmeden anlatılamazdı. Bir dava adamı davasını bilmeden
ortaya çıkarsa davasını mahveder. İkincisi takva, üçüncüsü ise organizasyon, cemaatleşme-
örgütlenmeydi.? ifadelerini kullandı.

Müslümanlar dinini bilmiyorlar. Viyana?ya gitmiştim. Konyalı Fırıncı Selefi var. Uzun sakallı,
şalvarlı. Açık bir bayan ekmek almak için geldi. Selefi ??Sen Müslüman değilsin, açıksın.?? Şeklinde laflar
etti. Bayan ??Allah bu İslâm?ı senin tasarrufuna mı verdi? Senin dinin ne??? dedi. Eğri oturup doğru
konuşalım. Selefi olarak ortaya çıkmışlar. Hadis okumaz, Siyer okumaz. Bir hocanın peşine takılmış
giderler.

Hasan el-Benna neden Üniversal (Cihanşümul) oldu? Türkiye?de de pek çok insan vardı. Hep
Türkçe yazdı. Biz kendi kendimizi sömürdüğümüzün çok geç farkına vardık. M. Akif niye Mısıra gitti?
Kendi yurdunda garip, Mısıra gitti? A. Ulvi Kurucu niye gitti? Biz birbirimizi sömürdük. Haçlıların
yapamadığını biz yaptık bu memlekete.

Sırma hoca bir Cezayir anısını da şöyle aktardı. ??Cezayir?de bir gence sordum. Biz Malik bin

Nebiye nasıl gideriz? Dedi ki sizi önemli birine götüreyim. Bizi Cezayir Üniversitesine götürdü. Mescidi
gösterdi. Öğrencileri topladılar. Bize konferans verin dediler. Beş kişiydik. Beni sözcü seçtiler. Ben
konuşurken içlerinden birisi kalktı ?kolonizatör? (sömürgeci) diye bağırdı. Ben Arapça konuştum. Diğer
biri kalktı ?biz konuşmanı anlayamıyoruz, bize Fransızca konuş? dedi. Bana ilk soru sorana ?kalk?
dedim. Devamla ?ben ananızın diliyle konuşuyorum beni anlamıyorsunuz. Fransızlar sizi sömürdü, ana
dilinizi unutturdu.?? Dedim.

??Hasan el-Benna ve arkadaşlarına bazıları modernist diyorlar. Sen ne yaptın? Bir genç bir gün
koltuğuna bir meal koymuş. Bana, ben namazı mealle kılıyorum. Bu konuda ne dersin? Dedi.
Ortadoğu da okuyor ve her şeyi biliyor! Ben kırk senedir ilahiyatçıyım. Müctehid değilim. Birkaç meal,
birkaç tercüme kitap okumakla Müctehid olunmaz. Derdimiz herkesin derdi olsun. Hepinize başarılar
diliyorum.?? Diyerek sözlerini tamamladı.

Prof. Dr. Mustafa Ağırman ??üzerimde emeği olan İhsan Süreyya Sırma hocam Erzurum?a hoş
geldiniz, diyorum.?? Şeklinde sözlerine başladı. Hocanın üç günlük programlarını takdim ettikten sonra
konuşmasını şöyle devam ettirdi.

??Hasan el-Benna?nın 10 prensibini sizlere takdim edeceğim.

1- Birlik en büyük hedeftir. Kalpler arasındaki bağ güçlü olsun, tek söz üzerine birleşsin.
2- ?La ilahe İllallah? diyen herkes Tevhîd çatısı altında beraberimizdedir.
3- Kusuru nefsinde ara, muhalif hakkında iyi şeyler düşün.
4- Tepki verirken bile ahlakı göz ardı etme.
5- Tartışma ve kibir yok!
6- Bir meselede doğru birden fazla olabilir.
7- İttifak edilen şeylerde yardımlaş, farklı düşüncelere saygılı ol.
8- Ortak düşmanı ön planda tut.
9- İş ve üretim ufkunu aç. Her kardeş, -özel hayatındaki işlerine ilave olarak- her gün bir
miktar Kur?an okumalı, yatmadan önce nefsini muhasebe etmelidir.
10- Yanlış yoldakilere üzülürüz; üzerine çullanıp teşhir etmeyiz.??

Ağırman konuşmasını şöyle tamamladı; ??Hasan el-Benna İslâm?ın izzetini muhafaza eden,
Onurlu Müslüman idi. Bir gazeteci O?na kim olduğunu sorar. O da şöyle cevap verir:

?Ben, gerçeği arayan bir gezginim. İnsanlar arasında insanlığın anlamını arayan bir insanım.
İslam?ın tertemiz gölgesinde vatanı için saygınlık, özgürlük, istikrar ve güzel bir hayat isteyen
vatandaşım. Ben, varlığının sırrını anlayan, her şeyden ilgisini kesip yalnız Allah?a yönelen biriyim? ve
şöyle sesleniyorum: ?Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah
içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanlardanım.? Ben buyum. Ya
sen kimsin? O, tohumu atıp meyvesini yemeden geçip giden bir davet ehli idi. Hepinize teşekkür
ederim.??

Ben de bu manevi ziyafetten nasiplenmemize sebep olan, bu organizasyonun başarılı bir
şekilde gerçekleşmesinde emeği geçen tüm gençlerimizi tebrik ediyorum.
Bu yazı toplam 2045 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113