• BIST 9079.97
  • Altın 2324.319
  • Dolar 32.3625
  • Euro 34.9486
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 14 °C

Millî Eğitimde Temel Unsurlar

Coşkun Otluoğlu

Eğitim, hedef olarak kariyer odaklı sınavlar sonucunda oluşan tabloya göre meslek ahlakı yerine menfaati ön plana çıkardığından eğitim sorunu bir gelecek sorunu olarak görülmelidir.

            Bu durum geçmişten gelen ve ileriye doğru büyüyerek egemen gücün kontrolünde bir düzen içinde ilerlemektedir.

            Bunu değiştirecek yegâne bakış açısı millî eğitim politikalarıdır.

            Millî eğitim politikaları birçok unsuru temel almalıdır. Kişisel bakış açıları yerine millî bakış açısı toplumu değiştirip dönüştürecek ve yeniden büyük, sağlıklı bir toplum doğuracaktır.

            Millî eğitim politikalarının temelinde;

  1. Maneviyat,
  2. Hakikat,
  3. Ahlâk,
  4. Tarih,
  5. Bireyden topluma,
  6. Uygulanabilir bilgi ve düşüncenin test edilmesi şeklinde değerlendirilmelidir.

 

Millî eğitim politikalarında var olması gereken diğer önemli husus da öğrencilerin tahsil hayatını neden yaptıklarına dair inanç ögeleriyle temellendirilmiş ve geleceğe dair bir hedef belirlemelerini sağlayan temel prensiplerdir.

Gelecek kaygısı, geçim derdi, kariyer, rızık korkusu aşılanan bir nesil elbette bencil olacaktır. Neden var olduğunu, neden eğitim gördüğünü, neden bu hayatta olduğunu bilmeyen bir nesil, bu dünyadaki haksızlıkları düzeltecek mi yoksa kendisi de bir bozguncu mu olacaktır şeklinde somutlaştırmaya çalıştığımız bir insanlık problemini ancak güçlü inanç prensipleriyle çözebileceğini millî eğitim politikalarına yerleştirmeliyiz.

Bugünkü Batı eğitim sistemi insanın ve eşyanın hakikati yerine tabiatına doğru yön veren bir sistem olduğundan çağımızın aşmakta mümkün görülmeyen insan problemi her geçen gün büyüyerek artmaktadır.

Millî eğitim politikalarında ailenin ihmal edilmemesi de gerekir. Ayrıca yaşanan çağın gerçeklerine uygun olarak da ekonomi eğitimi de bir zorunluluktur.

      Duygu eğitimi de millî eğitim politikalarında yer almalıdır. Çağımızın en büyük problemi; bireyin duygu dünyasına yön veren şeylerin kendiliğinden oluşmasına göz yumulmasıdır.

Günümüzde sosyal medya ve iletişim kanallarının baskısı, televizyon ve sinemanın belirleyici olduğu bir magazin kültürü nesilleri harap etmiştir. Bireysel ve sosyal problemler çığ gibi büyüyerek artmaktadır.

Akılların almayacağı, zihnin kabullenemeyeceği, insanlığın isyan ettiği acı hadiseler, altını çizmeye çalıştığım kişinin duygu dünyasının tamamen bozulduğunun sonucudur.

Kendi kaderine terk edilmiş bir duygu dünyasına sahip gençlik mevcut durumu sorgulayamaz haldedir. Çocuklara tarafını belirleyecek bir millî eğitim bakış açısı veremeyen eğitim sistemi ne yazık ki çocuklarımızın ruhuna ve kalbine dokunamamaktadır. Üniversiteye hazırlanan bir öğrenci faiz probleminde uzmanlaşırken zekâtın kırkta birini hesaplayamamaktadır.

Milli eğitim politikalarında sanat tarihi ve İslam medeniyeti yer almalıdır. Ayasofya Camii midir yoksa müze mi bunu bilmeyen bir gençlik birçok unsurun bir araya getirdiği Notre Dame Kilisesinin kamburuna hayran bir terk edilmişliğe mahkûm bırakılmıştır.

Renklerin, mevsimlerin, seslerin ve eserlerin adlarını ezberleyecek bir gençlik yerine renklerle resim yapan, mevsimleri yaşayan, seslerle musiki yapan ve eserler oluşturan, bu eserlerden keyif alan bir gençliğin oluşturulmasını sağlayan bir mille eğitim politikasına ihtiyacımız vardır.

 

Bu yazı toplam 1465 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113