Perşembe günü İBB önünde nöbet tutan ve işlerini geri isteyen işçileri ziyaret ettik. Diyarbakır’da, HDP il binası önünde annelerin evlatlarına kavuşmak için tuttukları nöbet devam ediyor. Her iki noktada da bir yandan nöbetler devam ediyor, bir yandan da destek ziyaretleri.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işçilerin işine son verenler, aileler için yıkım anlamına gelen bu kararlarını, işçilere bir cep telefonu mesajı ile duyurmuşlar. İşçilerin sosyal medya hesaplarının incelenerek, seçimde kimden yana tavır almış olduklarının tespit edilerek haklarında karar verilmesi, tam anlamıyla fişlemedir. Durumları çok farklı işçileri, aynı torbaya koyarak, hepsine bankamatik memuru yaftasının vurulması ise işlenen cürme kılıf bulma çabasıdır.
İBB başkanının seçim sonrası performansı bol tatil, zam, logo değişimi ve işçi kıyımı olarak kamuoyuna yansımış durumdadır. Seçim öncesi ustaca kullandığı sosyal medya ve algı operasyonlarıyla bile seçim sonrasında yapacağı veya yaptığı çalışmaları kamuoyu önüne çıkaramamış olması, beş yıl sonra ortaya çıkacak performansı açısından önemli fikir veriyor. Bu gidişle büyük bir proje, büyük bir hayal kırıklığı ile sona erecek gibi duruyor.
Diyarbakır’da yaşananlarsa birçok açıdan tarihe not düşülüyor. Annelerin feryadı, sahte demeçlerle saklanan acı gerçekleri bir anda gün yüzüne çıkardı. Yaşanan çaresizlik, önceki gün yedi sivil insanımızın hedef seçilmesine sebep oldu. Oyunu bozulan örgüt, yine her zaman olduğu gibi korku yayarak sıkıştığı yerden çıkmaya çalıştı. Bu son terör olayı, bu ailelerin bundan sonra çok iyi korunması gerektiği anlamına geliyor.
Ülke gündemini haftalardır meşgul eden bu iki gelişmeye sebep partiler, diğer destekçileriyle, yerel seçimlerde işbirliği yapmış, görece başarılı olmuş, havaya girmiş ve artık ülke yönetimine gidecek yolculuğa çıktıklarını söyleyen partilerdir. Birinin, çocukları dağa gönderdiği, belediye imkânlarını teröre aktardığı iddia ediliyor, diğeri ise ona destek için yollara düşüyor. Milletin gelecek umudu bunlar olmuşsa, toplum olarak bir cinnet geçirdiğimiz söylenebilir.
Ülkemizin aydınları, sanatçıları, hocaları genellikle toplumdan farklı düşünür ve toplumun verdiği refleksi görmemek için ellerinden geleni yaparlar. Evladı zorla terörist yapılmasın diye hayatlarını riske atarak meydanlara çıkan, feryat eden annelere sahip çıkamayan sözde aydın ve sanatçılar, kime hizmet emiş oluyor? Bu ve benzeri durumlarda aydınlarımızın, sanatçılarımızın sergilediği tutum, çifte standarttır, ikiyüzlülüktür, toplumdan kopmaktır, acılara duyarsız kara vicdanlılıktır.
Milletimizin feraseti bütün oyunları bozacak düzeydedir. Her şeye rağmen hak olan hâkim olacak, doğrular ortaya çıkacak ve ithal beyinlerle aramızda dolaşanlar bir gün yanlışlarını itiraf edeceklerdir. İnsanlık nöbeti devam ettiği müddetçe, ümitlerimiz yeşerecek, güçlü adımlarla geleceğe yürüyeceğiz . Bu yolda yürümeye, masumlara destek olmaya ve hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Milletimizin bize olan ihtiyacı bu süreçte biraz daha ortaya çıkmıştır. Oyunları bozmak için yeniden bismillah diyoruz.
Talat YAVUZ
Memur Sen İstanbul İl Başkanı
www.twitter.com/talatyavuz29
www.facebook.com/yavuztlt
