• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C

KURSLAR, DERSHANELER-2

Coşkun Otluoğlu
Önceki yazımda öğrencilerin dershaneleri tercih etmelerindeki nedenleri beş ana başlık halinde özetlemiştim:

            1)      Okuldaki eğitim metodunun sınav sistemine uymamasından,

2)      Okullardaki sınıf mevcutlarının dershaneye göre daha kalabalık olmasından,

3)     Öğrenciye ilgisiz kalan veya görevini layıkıyla yapmayan öğretmenin işini kaybetmek gibi bir korkusu olmadığından öğretmenlerin tembelliği,

4)    Öğrenciler ciddî meblağlar ödeyerek dershaneye gitmelerinden dolayı bunun karşılığını dershaneden almak istemelerinden,

5)      Özel kurumlardaki iş ve işlemlerin resmî kurumlara göre daha hızlı oluşundan.

 Yukarıdaki beş ana başlık çeşitli şekliyle eğitimin daha başarılı ve istendik işler için yapılabileceğini kolaylaştıracak nitelikte özelliklerdir.

 Gelinen bu noktada ise dershanelerin öğrenciler ve veliler üzerine ikinci bir yük getirdiği muhakkaktır. Çünkü öğrenci önce okuluna sonra da dershaneye giderek ikinci bir okul okumaktadır. Böyle olunca çocuğun hem gelişme döneminde nem de ergenlik sorunlarının yaşandığı bir döneme rastlaması çocuklar üzerinde derin tahribatlara neden olmaktadır.

 Öyleyse yapılması gereken şudur; okullardaki eğitim sistemini beklenen ihtiyaçlara göre belirlemek ve kaliteyi okullarda yükseltmektir. Bunun birçok ayağı vardır. Bunların içinde en önemlisi ise eğitim sistemidir.

 Her yerde yazılıp çizilmekte ve üzerinde oturumlar, sempozyumlar ve şuaralar yapılmakla birlikte eğitim sistemi istenen bir şekle getirilememektedir. Çünkü eğitim sistemi üzerinde kafa yorarken millî kimlik, yerel ihtiyaçlar ve hayatın bizden bekledikleri veya bizim hayat karşısındaki tavrımız göz önünde bulundurulmalıdır. Okulunu bitiren bir üniversite öğrencisi kendi imkânları ile bir iş sahibi olmayı beklemek yerine üniversiteyi bitirdiği için birilerinin ona bir iş vermesini beklemektedir. Atanamayan öğretmenler tam da bu izahatımıza cevap verecek bir örnektir. Demek ki hayat çocuğu bir şekilde zorlamaktadır. Oysa eğitim sistemi çocuğu hayata hazırlamada bir tavır alamamaktadır. Elbette bu üniversiteyi bitiren bütün kişiler işin geçerli değildir. Hayat karşısında alacağı tavrı belirlemede öne çıkan rehberlik faaliyetlerinin gerçekliği ve ebeveynlerin yönlendirmedeki başarısı üniversite mezunu olan gençlerin hayat karşısında daha hazır hale gelecekleri muhakkaktır.

             Dershanelerin bir ihtiyaçtan ileri geldiği gerçeğinden hareketle bu ihtiyacı cevaplayacak okullardaki başarılı eğitim sistemi ve eğitim kadroları dershanelerin var olma nedenini ortadan kaldıracaktır. Böylece yetişkinlik evresindeki çocuklarımızın da biraz olsun çocukluklarını yaşamalarını fırsat verilecektir.

 Hafta sonları okul kurslarının hem ücretsiz hem de kaliteli olması, imkânı olan veya olmayan bütün çocuklara hizmet vermesi, isteyen herkesin bundan faydalanmak istemesi kursların geleceği bakımından ümit verici unsurdur.

Bu yazı toplam 1142 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113