Yalçın Akdoğan

Erol Kaya'nın Belediye Başkanlığı'nda henüz 25 yaşında olan Yalçın Akdoğan'a kültür müdürlüğü görevi tevdi edilmişti. 1993-1994 yıllarıydı. Dün gibi hatırlıyorum, Yalçın Akdoğan'ın Pendik Belediyesi'nde göreve başladığını. Şimdiki Akit Gazetesi Yazarı Hüseyin Öztürk, Basın Danışmanıydı. Hüseyin Öztürk kısa bir süre görev yaptı basın danışmanlığında. Şimdiki Başkan Danışmanı Ekrem Okutan, Hüseyin Öztürk'ün yerine basın müdürü olarak atandı.

Yalçın Akdoğan ve Hüseyin Öztürk, gazeteye ziyaretime gelirlerdi. Bir defa öğle vakti gelmişlerdi ve çok sevdikleri mantı söylemiştim.

Yalçın Akdoğan, daha o yıllarda kendine güveni tam olan bir kişiliğe sahipti. Genç yaşının ziyadesinde olgunluğa sahipti. Duruşuyla, konuşmasıyla, hal ve hareketleriyle, her şeyden önemlisi ciddi görünümüyle fazlaca fark ediliyordu. Soğuk bir yapısı vardı. Bu onun doğal haliydi. Konuşunca, sohbet etmeye başlayınca o soğukluğun ardından sıcak bir insan görüntüsü çıkıyordu.

Gazeteci kökenliydi, çok okuyordu. Yaygın medyadaki yazar takımıyla sık sık biraraya geliyor, onlarla muhabbetinde kendisini geliştiriyordu. Yaygın medyadaki yazarların, akademisyenlerin panellerinde moderatörlük yapmaya başladı.

RefahYol Hükümeti kurulunca Ankara'nın yolunu tuttu. Dönemin Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın Kültür Danışmanı oldu. Ankara macerası, RefahYol Hükümeti'nin 28 Şubat darbesiyle görevden uzaklaştırılmasıyla kısa sürdü.

Akdoğan'a yine Pendik Belediyesi kucak açtı. Bu sefer kültür danışmanı olmuştu. Kültür Danışmanlığı görevinde güzel ve kalıcı icraatlara imza attı. Pendik'te çok sayıda kültür ve sanat organizasyonu gerçekleştirildi.

2001 yılında AK Parti kuruldu. Yalçın Akdoğan'a yine Ankara yolu gözüktü. Bu seferki görevi AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığıydı. Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'ten milletvekili seçilip Başbakan olunca, Akdoğan'ı yine yanına aldı. Yalçın Akdoğan, Başbakan Danışmanı olmuştu.

Başbakan Danışmanlığı'nda Türkiye'nin gözü onun üzerindeydi. Açıklamaları, beyanatları gazetelerin ön sayfalarında büyük puntolarla veriliyordu. Televizyonlarda tartışma programlarında medya onun ağızından çıkacak sözlere dikkat kesiliyordu.

Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadeleri olarak kabul görüyordu. AK Parti ve Muhafazakar Demokrasi kitabıyla çok ses getirmişti.

Akdoğan, 2011 genel seçimlerinde Ankara'dan milletvekili adayı oluyordu. ( İstanbul'dan aday olacaktı. Ancak Belediye Başkanı Erol Kaya İstanbul'dan aday olunca, saygısı gereği müracaatını Ankara'dan yaptı.)

Akdoğan, başbakan başdanışmanlığının yanı sıra milletvekili de olmuştu. Yalçın Akdoğan, Türkiye'nin gündeminden hiç düşmüyordu. Açıklamaları, demeçleri pür dikkat dinleniyor, AK Parti'nin açıklaması olarak kabul görüyordu. Akdoğan, bunların yanı sıra başbakanın metin yazarlığını da yapıyordu.

Bir keresinde telefonla aradım. Hoş beşten sonra, " Başbakanımızın konuşma metnini yazıyorum."dedi. Hemen sonra, " Yazı kayboldu. Herhalde silindi."dedi. "Vardır bunda da bir hayır, Yalçın Bey." dedim.

Sağolsun, mütevaziliği hiç bir zaman elden bırakmadı. Aramalarımızda çok önemli bir toplantısı yoksa, karşımıza çıkıyor, sohbet ediyorduk.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesiyle kurulan Ahmet Davutoğlu Hükümeti'nde kabinede Başbakan Yardımcısı oldu Yalçın Akdoğan.

Bir Pendikli olarak gururlandık. Eski bir dostumuz, Pendik Belediyesi'nin eski kültür müdürü Başbakan Yardımcısı olmuştu. Başbakan Yardımcılığı'nda ilk ziyaretini Pendik Belediyesi'ne gerçekleştirdi. Kendisini bekleyen gazeteci ordusuna, " Ben Pendikliyim, Pendik benim yuvam, bugünlere gelmemde başkanımız Erol Kaya'nın ve Pendik Belediyesi'nin çok hakkı var. Her fırsatta geleceğim." diyordu.

Allah yolunu açık etsin.

Kimbilir belki de ileride Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olacak.