Muhalif

Kişiler ve Zaman

Kişilerin rollerini üstlendiği bir vakit gelir geçer. Sonra başkalarına devir daim eden biçimde bu döngü devam eder. Rolleri bir başkaları işler.

Firavunlar hep olacak. Önemli olan Musa olmaktır.

Sistem

Kişilerin üzerinde kafa yormak, bu açıdan boş uğraştır. Sistem eleştirisi yapmadan yanlışların düzeltilmesi mümkün değildir. Öyleyse sistem eleştirisini yapmak yetmez; sistemin kökten değiştirilmesi gerekir.

            Değiştirilmesi gereken şeyin yerine ne ikame edilecek? Bunu kim hangi ölçütlere göre belirleyecek?

            Her şeyden önce sistemin insanı mutsuz eden bütün eleştirilerine göz atmakta fayda var.

            Herkes bir şekilde şikâyetçi.

            Şikâyete bahis konu nedir?

            Ekonomi

            İnsanlar önce ceplerine bakıyor. Çağımızın temel sorunu bu: ekonomi.

            Herkes bir şekilde ekonomist olmuş. Kıyafet, ev, araba, kullanılan telefon, markalar; havalar, cıvalar ve tavan yapan egolar. İnsanları değerli yapan şey bunlar.

            Yalan mı?

            Herkes pahalılıktan şikâyetçi. Kimse bir türlü pahalılığın önünü alamıyor. Değişmiyor, düzeltilmiyor.

            Düzeltilemez; yamalı bohçadan en halis kilim üretilebilir mi?

            Maarif          

Diğer bir husus maarif.

Herkes maariften şikâyetçi.

            Öğretmen, öğrenci, idareci, veli, ana baba… Herkes şikâyetçi.

            Eğitimine ilkokuldan başlayan Türkçe dersini çocuklar öğrenemiyor. İngilizceyi, matematiği, sosyal bilgileri öğrenemiyor. Öğretmen öğretemiyor.

            Neden?

            Eskiden çocukların terbiye edilmesi diye bir deyim vardı.

            Şimdi terbiye edilen çocuk var mı?

            Adalet

            Güçlüler her daim haklı mıdır? Bu sistem güçlüleri haklı saymıyor mu? Soruyorum; Mursi nerede? Sisi ne iş yapar? Ukrayna Rusya’nın ne yanına düşer? Bugünlerde bunu bilmeyen mi var?

            Peki, Filistin, Irak, Afganistan, Çeçenistan, Moğolistan, Myanmar; bunlar bu dünyanın neresindedir?

            Komik mi?

Güçlüyü esas alan sistem bugün hüküm sürmüyor mu? Bu sistemin temeli Roma-Kilise-Batı kapitalist sistem değil mi?

            Firavunlar söz sahibi olduğu sürece Musalar her daim mağdur olmaya devam ediyor.

            İnsan ve Ahlâk

            Ahlakı nasıl anlatayım? Ne diyeyim bilemedim. Okuyucu anladı zaten anlatamadıklarımı.

Mevdûdi öyle diyordu: “Gelin bu dünyayı değiştirelim.”