• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C

LİYAKAT Mİ? SADAKAT Mİ?

Cemal Kapan

Adı Muhsin.

Babası imam.

Ömer Çam İHL de 11. Sınıfta okuyor.

Onunla Pendik Bilim Kültür Sanat Şenliklerinde tanıştım. İnternetten araştırma yaparak, okulun sponsorluğuyla,  parçaları ayrı ayrı satın alarak, 5.000 TL ye satın alabileceğiniz bir 3D yazıcıyı, 1.500 TL maliyetle yapmış. Yapmakla kalmamış, geliştirmiş. Önce tek renkli ürünler tasarlarken kullandıkça eksiklerini görüp bazı parçalar ekleyerek iki renkli ürünler elde etmeyi başarmış. Aramızdan biri, solun analitik olmadıklarını iddia ettiği bir imam hatipli. Biraz merak, biraz ilgi ve destek gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmaya yetiyor.

3D yazıcı ne işe mi yarar? Şöyle anlatayım, ileride bu teknoloji ucuzladığında otomobilinizin arızalanan yedek parçasını tamirci, hemen orada, dükkânında 3D yazıcıdan çıkartarak otomobilinize takacak. Bu da gösteriyor ki hazırlıklı olmazsak uzun vadede yedek parça yan sanayimiz iflas bayrağını çekecek demektir.

Biz hala bilişim derslerinde Word, Excel, Power Point hazırlama dersleri veriyoruz. Müfredatın çok ciddi bir elden geçirilip küçük yaşlarda İngilizce, kodlama, bilimsel araştırma yöntemlerini vermemiz lazım. Milli Eğitim bu konuda bir çalışma yaptı ve inşallah bu sefer dağ fare doğurmayacak. Beklenti büyük çünkü vakit yok. Türkiye geçmişinden gelen mirasını sorguladıkça Batının hedef tahtasında gittikçe üst sıralara çıkıyor. Kendimizle birlikte 1,7 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının da, 300 milyonluk Türk dünyasının da umuduyuz biz.

Kendi otomobilimizi üretmeye çalışıyoruz. Birçok arkadaşım bunun çok pahalı bir işlem olduğunu, sanayi devriminin çoktan geçtiğini ve gereksiz olduğunu savunuyor. Oysaki maliyetten çok teknoloji geliştirebilmek için üretimi kendimizin yapması gerekir. Yani uçan otomobil ya da suyla çalışan motor yapabilmek için o teknolojinin ruhuna sahip olmanız gerekir. Otomobili bile üretemezken tank ya da uçak yapmamızı nasıl hayal edebiliriz. Hadi yaptık diyelim bunun bilgi teknolojisini üretemezsek yine bir işe yaramayacak. Çünkü bilgiye sahip olan güç, o bilgiyi transfer ettiğin güç, uçağın yazılımına iki satır “ben emrettiğimde düş “kodunu eklerse yaptığınız milyar dolarlık yatırımların hepsi çöp olacak.

Hedefi küçülterek bilim, arge ve teknoloji üretmede en önemli 3-4 sektöre yoğunlaşmalıyız. Enerji, bilişim, alternatif yakıtlar, otomotiv, ilaç gibi sektörlere yatırım yapmalı, özel sektöre teşvik vermeliyiz. Sadece mevcudu üretmek yetmez. Beyin göçünü de tersine çevirmeliyiz.  Gençlerimize öyle bir vizyon vermeliyiz ki bunu ülkelerine karşı bir borç görüp, dert edinip, daha ileriye nasıl taşırım diye hayal kurmasını ve daha çok çalışmasını sağlamalıyız. Bilginin efendisi olacaksak şayet, çalışmanın kölesi olmalıyız.

Bilgiyi üreten dünyayı yönetir. Kural bu. 1453’te İstanbul’u nasıl fethettik? Dönemin en ileri teknolojisini kullanarak peki, şuan niye bazı şeyleri bırakın üretmeyi anlamlandıramıyoruz? Coğrafi terminolojimiz bile bize ait değil. Ortadoğu diyoruz ama kime göre Ortadoğu? Suriye, Irak, Filistin, İsrail bizim Güneydoğumuz olmasına rağmen, Londra’ya, Waşington’a uyup bu coğrafyayı Ortadoğu olarak adlandırıyoruz. Her zaman bilgi güçtür diyoruz, işte ispatı; ad veren gücü elinde tutar. Biz üretemez isek, keşfedemez isek onların verdiği adlara göre, perspektife göre bakış açımızı belirleriz.

Amerika’nın, Rusya’nın, İsrail’in, Avrupa’nın kendine ait bir planı, bir bakış açısı var. Sadece kendi sınırları içerisinde değil, Dünya ölçeğinde düşünüyor, planlıyor ve uyguluyorlar. Hiç bu ülkelere kızmamak lazım, çünkü şeytanın şeytanlık yapmasından daha doğal bir şey olamaz. Sufi’ ler şeytan için “KEMAL” derecesinde derler, şeytan gerçekten işini olgunlukla,  hakkını vererek yapar. Bizim yapmamız gereken tedbirimizi alarak şeytana fırsat vermemek.

Yapılması gereken bir diğer şey de “Liyakat mi Sadakat mi?” buna karar vermeliyiz. Özeleştirilerimizi yapıp, yeni bilgi devrimine gözü kamaşmış seyirci olarak mı yoksa baş aktör olarak mı erişeceğimize biran önce karar verip, yola ona göre devam etmemiz lazım..

 

Bu yazı toplam 2323 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113