BUNDAN SONRA NE OLUR?

Cumhuriyet tarihinin en önemli oylaması olan referandumu, kazasız, belasız geride bıraktık.
Sağduyulu Türk halkı, demokratik tercihini en güzel bir şekilde sandığa yansıttı. Katılımın % 77 gibi yüksek bir oranda olması, referanduma verilen önemin göstergesiydi.
Ülke genelinde % 58 evet, % 42 ise hayır oyu kullanıldı.
Seçmenin yaklaşık üçte ikisi, tercihini daha demokratik bir anayasadan, daha demokratik bir Türkiye’den yana kullandı.
Tümüyle sivil bir anayasanın ve ülkemizin önü ardına kadar açıldı.
Sonuçlar, bizlerin tahmin ettiği gibi oldu.
Seçimden önce telefonla arayarak, tahminimi soran gazeteci Kubilay Öztürk’e, Türkiye genelinde % 59, Pendik’te ise % 65 evet oyu çıkacağını söylemiştim.
Tahminlerimizdeki isabet, küçük yanılmalarla gerçekleşti.
Hem Türkiye, hem de bölgeyle ilgili tahminlerimizin % 100’e yakın gerçekleşmesi, gazetecilerin, ülke ve bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiğinin açık bir göstergesidir.
Gazetecilik hayatımda hiç bir seçimde yanılmadığımı söylersem, yanlış söylememiş olurum.
Her neyse gelelim referandum sonuçlarını değerlendirmeye.
Dedik ya, Türk halkı tercihini, daha demokratik bir Türkiye’den yana kullandı diye.
Demokrasisi gelişmiş, tam bir demokrasi kültürünü özümsemiş ülkelere bir göz atınca, referandum sonuçlarının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Gelişmiş batı ülkeleri, öncelikle demokrasilerinin çıtasını yükseltmişlerdir.
1940’lardan sonra demokrasiye hızlı bir geçiş yaparak, diğer ülkelerle aralarındaki mesafeyi çok fazla açmışlardır.
Biz, yeni yeni metroyu yaygınlaştırırken, onlar 1950’lerde metroları bitirmiştir.
Bu ülkelerde milli gelir, 30 bin dolardan aşağıda değildir.
65 bin dolara kadar çıktığı ülkeler de vardır.
Bu ülkelerde, her on yılda bir darbe yapılmaz ve ekonomiler çökertilmez.
Bu ülkelerde, iktidar partisi aleyhine kapatma davası açılmaz.
Özelleştirmeler Danıştay tarafından iptal edilmez.
Bu ülkelerde, çeteler ve mafyalar cirit atmaz.
Bu ülkelerde, faili meçhul cinayetler de olmaz.
Bu ülkelerde, insan hakları vardır. Kurallar vardır.
Kimseye bağırıp, küfredemezsiniz.
Bu ülkelerde, sağlık ve eğitim tam garanti altına alınmıştır.
Param yok diye, hastanelerde rehin kalmazsınız.
Bıçak parası ödemezsiniz.
Trafik kurallarına uymama gibi bir magandalık olamaz.
Araçta seyrederken yola çöp atamazsınız.
Yolda yürürken, sigara izmaritini gelişi güzel sokağa fırlatamazsınız.
Bu ülkelerde yaşıyorsanız, dünyada görmediğiniz, gezmediğiniz bir tek ülke bile kalmaz.
Spor karşılaşmalarından boynu bükük ayrılmazsınız.
Daha niceleri.
İnşaallah, bizim ülkemizde, öncelikle bu ülkelerin bulunduğu duruma gelecektir.
Sonrasında ise, bu gelişmiş ülkelerden daha fazla gelişecektir.
Avrupa ülkeleri gelişmişliklerinin zirvesindeler. Büyük bir duraklama dönemine girdiler. Bundan sonrası, hiç şüpheniz olmasın iniştir.
Türkiye ise, büyük bir çıkış içerisindedir.
Bu çıkışı sekteye uğratmak isteyenler var.
Dışarıdaki bir takım güçler ve onların içerideki işbirlikçileri, el ele verip, bu halka yıllarca eziyet çektirdiler.
Ancak, halk uyandı.
Gerçekleri gördü.
Bundan sonra ilerlemenin önündeki her çabaya sert bir şekilde karşılık verecektir.
Oyun bozanlara fırsat vermeyecektir.
Türkiye’nin yarınları aydınlıktır.
Bu aydınlık, şimdiden görülmeye başlandı.
Vatandaş, karanlığa mum yaktı.
Buraya yazıyorum;
Böyle devam edersek, 10 sene sonra İspanya ve İtalya seviyesine gelmemiz çok zor değil.
Türk halkı, daha iyisini hak ediyor.