• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 11 °C

Peygamberimizin Doğum Günü

Abdullah Yadigar

Mevlid; Arapça ‘‘ve-le-de’’ kökünden türetilmiş olup Rasulullah’ın (s.a.s.) doğumuna, Rebiul-evvel ayının 12. Gecesidir ki buna Mevlid-i Nebi denir. Beşeriyet’in asırlardır yolunu gözlediği Peygamberler Peygamberinin doğum günüdür.

Dedesi Abdülmuttalip, doğumdan yedi gün sonra Mekke de büyük bir ziyafet tertiplemiş ve çocuğa, Arapların o güne kadar kullanmadıkları bir isim olan Muhammed adını verdiğini ilan etmişti.

Muhammed; övülen demekti. O’nu Allah (c.c.) övmüştü. Melekler, cinler ve insanlar da övecekti. Sonra O Nur Topunu alarak Kâbe’ye götürdü ve Allah’a; ‘’ Bana bu temiz çocuğu ihsan eden Allah’a hamdolsun.’’ Diyerek dua etti.

Evvelki kutsal kitaplarda Peygamberimizin adı Ahmed olarak geçmiş Kur’an-ı Kerim’de ise Muhammed olarak yer almıştır ki, her ikisi de en güzel iki isimdir.

Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesi, Dedesi Abdülmuttalip ve Annesi Âminenin rüyası gerçekleşmiş oldu. Nitekim sevgili Peygamberimiz; ‘’Ben babam İbrahim’in duasına, kardeşim İsa’nın müjdesine ve annem Âmine’nin rüyasına erişmişimdir.’’ buyurmuştur.

Hz. İbrahim (a.s.), oğlu İsmail ile Kâbe’yi bina ettikten sonra yapmış olduğu duanın bir yerinde; ‘’..Ya Rabbi! Bizim zürriyetimizden sana boyun eğen-itaat gösteren bir ümmet meydana getir. Ey Rabbimiz! Soyumuzdan meydana getireceğin Müslüman ümmet’e kendi içlerinden bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini okusun; kitabını öğretsin, günahlardan temizlesin..’’ diyordu.

Hz. İsa (a.s.), kendisine inanan kişilere kendisinden sonra ‘’Ahmed’’ adını taşıyan son peygamber geleceğini ona bağlanıp inanılması gerektiğini bildiriyor ve tavsiye ediyordu.

Annesi ise Peygamberimize hamile iken rüyasında kendisine; ‘’Sen insanların hayırlısına ve bu ümmetin Efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım, de. Sonra ona Ahmed veya Muhammed adını tak.’’ Denildiğini söylüyordu.

Yine Peygamberimizin annesi, rüyasında doğu ile batı arasını aydınlatan bir nur’un kendisinden çıktığını gördüğünü; bu sayede Şam, Busra saray ve çarşılarını hatta Busra’daki develerin uzanan boyunlarını görmek mümkün olduğunu Efendimizin dedesine anlattı.

Efendimiz Hazretlerinin doğum günü münasebetiyle üzerimize düşen en önemli vazife, Onu her yönüyle daha iyi anlamaya, insanlığa tebliğ ettiği esasları kavramaya çalışmak olmalıdır.

Dinî ve ahlakî hayatımızın en büyük örnek şahsiyeti, hiç şüphe yok ki, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in örnek hayatı incelendiğinde; O’nun muhteşem özellikleri, açıkça görülür.

Rasulullah (s.a.s.), kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz, hoşlanmadığı ve yanlış gördüğü bir davranış olursa o davranışı yapanların kim olduğunu belirtmeden ve kimseyi kırmadan, yanlışları düzeltir; kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinler, kimsenin gizli hallerini araştırmaz, kendini ilgilendirmeyen konularla meşgul olmazdı.

Allah’a hürmetsizlik yapılmadıkça, kendisine karşı yapılan kötülükleri bağışlar, eline fırsat geçse de intikam almayı düşünmezdi. Zengin-fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmadan insanları eşit tutardı.

Rasulullah (s.a.s.) cömertti. İkram etmeyi çok severdi. Eline geçen hemen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi. Bütün işlerini tam bir düzen ve intizam içinde yapar, vaktini boşa geçirmezdi.

O, bütün hayatı boyunca, bizlere Yüce Yaratıcı’ya iman edip O’nu içtenlikle sevmeyi, ona bağlanarak ibadetlerle hayatımızı anlamlı kılmayı, emaneti korumayı, insan haklarına uymayı, zayıf ve muhtaçlara yardım etmeyi, yetim ve kimsesiz çocuklara kol kanat germeyi, komşuluk ve akrabalık bağlarına riayet etmeyi, iyilikte yarışmayı, yararlı insan olmayı öğütlemiştir.

Dürüstlükten ayrılmazdı. Verdiği sözü tutardı. Şakayla da olsa, asla yalan söylemezdi. Henüz peygamber olmadan Muhammed-ül Emin “güvenilen kişi” unvanını kazanmıştı. Bunun içindir ki, Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de;

’’Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için, güzel bir örnek vardır.’’(Ahzap Suresi Ayet:21.) buyurur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) de ’’Sizin en hayırlınız, ahlâken en güzel olanınızdır’’(Buhari),’’Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim’’ (Malik) buyurmuştur.

1989 Yılından beri Nisan ayının üçüncü haftasında uygulanan ‘’Kutlu Doğum Haftası’’ kutlamaları, 2017 Yılından itibaren asli şekline (11Rebiül Evvel’i 12 Rebiül Evvele bağlayan gece) kutlanmaya başlıyor.

Yani bu yıl için Mevlid Kandili Gecesi 29 Kasım çarşamba gününü 30 Kasım perşembe gününe bağlayan gece olarak belirlenmiştir.

Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) doğum yıldönümü "Mevlid-i Nebi" bize, sevdiklerimize, milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını dilerim.

Bu yazı toplam 2236 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113