• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 17 °C

KRİZ VE YEREL YÖNETİMLER!

Ümit Kahyaoğlu

Dünyanın süper gücü olan ABD’nin ‘morgate kredileri’nin geri dönüşündeki aksamalardan kaynaklandığı iddia edilen krizin faturası, her geçen gün ağırlaşıyor.
Dalga dalga yayılan kriz, önce Amerika’yı, sonra Avrupa’yı ve çok geçmeden de ülkemizi esir aldı.
Dünya da konuşulan tek şey ekonomik kriz.
Kimi ekonomistler, durumun çok vahim olduğunu, son yüz yılın en büyük krizi olduğunu, kimileri yapay olduğunu, yalnızca sermayenin el değiştirdiğini iddia ediyor.
Komplo teorisyenleri ise işi daha da abartarak, dünyanın sonunun geldiğini, bu krizden çıkışın mümkün olmadığını seslendiriyor.
İşi daha da ileriye götürerek, yakında ekonomilerin çökmeye başlayacağını, iç savaşların çıkabileceğini ve yağma hareketlerinin başlayacağını iddia ediyorlar.
Türkiye, krizin en az hissedildiği ülkeler arasında gösteriliyor.
Başbakan’ın deyimi ile ülkemizi teğet geçiyor.
Ancak, durum hiç de iç açıcı değil.
Yatırımlar askıya alınıyor, fabrikalar kapanıyor ve işsizlik büyüyor. Daha da kötüsü, belirsizlik.
Yatırımcı, önünü göremiyor.
Gelecek belirsizliği, karabasan gibi omuzlarımızda.
Pendik İş-Kur’un önündeki kuyruklar, her geçen gün artıyor.
İşletmeler, tedbirleri giderek artırıyor.
Küçülme imkanı olan ivedilikle küçülme yoluna gidiyor.
Vergiler, Bağ-Kur ve SSK primleri ödenemiyor.
Ödemeler yapılamayınca, bütçe açık veriyor.
Fazla umutsuz bir tablo çizdiğimin farkındayım.
Ekonomistlerin görüşlerini ve yaşananları aktardım.
Ancak, hepten ümitsiz değiliz.
Ümit var olup, gereken önlemler alınırsa, durumu tersine döndermenin mümkünü de var.
Kriz psikolojisi ile hareket edip, tüketimi tümden kısma yoluna gidersek, yarayı daha da büyütmüş oluruz.
Krizden çıkışın tek çaresi; güven ve tüketimin yeniden başlaması.
Gelişmiş ülkeler tüketimi artırabilmek için, türlü yollar deniyorlar.
Faizleri bile sıfırladılar.
Kimse bankada para tutmasın diye.
Ülkemizde de çeşitli önlemler alınmış durumda.
Vergi indirimleri, Ziraat Bankası ve Halk Bankası’ndan destek kredileri vb.
Yerel yönetimler de elini taşın altına sokmalı.
Önceliği, işsizliğe çare üretebilecek önlemlere vermeli.
İşsizliğin öncelikli sebeplerinden birisi kriz ise, bir diğeri nitelikli işgücü eksikliğidir.
Pendik İş-Kur Müdürlüğü yetkilileri, nitelikli işçilere daha kolay iş bulduklarını söylüyorlar.
“Ne iş olsa yaparım abi” dönemi, Türkiye’de sona ermiştir.
İlle de nitelikli işgücü talep ediliyor.
Belediyeler bu konuda harekete geçmeli.
Eleman ihtiyacının en çok hissedildiği işkolları belirlenip, eğitimler verilmeli.
Meslek kursları yoğunlaştırılmalı.
Sanayicilerle, işverenlerle görüşülüp, istihdam artırıcı önlemler alınmalı.
Daha çok yatırım çekebilmenin çareleri araştırılmalı, yeni projeler üretilmeli.
Geç kalınmadan, ivedilikle bu ve başkaca tedbirler  devreye sokulmalı.
Çünkü işsizlik, bir çok problemi de beraberinde getiriyor.
Yuvalar yıkıyor, ocaklar söndürüyor.
İşsizlik, bunalıma, bunalım, suça itiyor.
Canlar yanıyor.
Analar ağlıyor.
Pendik Belediye Başkanı Dr. Salih Kenan ŞAHİN, bir görüşmemizde, “Büyük bir vebalin altına girmeye talip oldum.” demişti.
Meğer ne kadar haklıymış.

Bu yazı toplam 1698 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113