Ve bir gün gelecek bitecek nefesler. Ah bitti diyecekler. Bitti, tükendi, bitmez dediğin nefesler, bitmez dediğin vakitler.
Vakit nakittir deyip de nakde çevirdiğin, belki de çeviremediğin hayatın artık elinden yavaşça şimdi süzülüp gidiyor. Sarılmak, tutunmak istediğin o güzel, şimdi arkasını dönüp gidiyor. Ne kadar da sadık duruyordu halbuki, sanki hiç bırakmayacak sadık bir dost gibi duruyordu değil mi? Ama işte zamanın Rabbi'nin de buyurduğu gibi ;
Dünya hayatının misali şöyledir: Gökten indirdiğimiz su ile, insanların ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü süslerini takınıp süslendiği ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün, ona emrimiz gelivermiştir, ansızın ona öyle bir tırpan atıvermişiz de sanki bir gün önce orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluvermiştir. Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız.
Şenlik içinde şen yaşayıp da şenliğin sonsuza kadar devam edeceğini düşünen bedbaht nefsim! Artık uyan! Uyanma vakti artık diyorsun ama gözlerin açılmıyor değil mi? O her şeye gücüm yeter dediğin vücudun artık göz kapaklarına bile söz geçiremiyor mu yoksa?
"Ve şimdi dövün, dövünmek vaktidir bu an" diyen şair gibi çaresizce dövünürsün ve şöyle dersin; daha doğrusu Rabbimiz şöyle der (Müminun suresi 99 ve 100'de) ; Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder, Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada salih bir amel (güzel bir şey, güzel bir iş, güzel bir ibadet) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
Dövünmek vakti değil övünmek vakti olsun ölüm bize. Rabbimize kavuşma anımız olsun. Sevinmek vakti olsun ölüm bize. Rasulullah Efendimiz'in de buyurduğu gibi " Kim Allah'a kavuşmak isterse Allah da ona kavuşmak ister." Kavuşmak isteyene kavuşmak ister Rabbimiz. Tebessüm ederek gider Rabbine kavuşmak isteyenler ve Rablerinin de kendilerine kavuşmak istediği asude kullar. Rabbine kul olan güzellere Rabbimiz'in hitabı da ne güzel! Ey huzur bulan nefis! Gel dön Rabbi'ne hoşnut olmuş ve kendisinden hoşnut olunmuş olarak. Gel güzel kullarımın arasına gir! Gel cennetime gir!
Ölümle duyarız bu güzel hitabı. Ölümle uyanırız gerçek hayata. Sahtelik aleminden hakikat alemine geçiştir ölüm. Sahtelikten ve bize hakikat gibi görünen tüm sahtelerden ve kıymetsiz şeylerden uzak kalabilmek ve bizi gerçek Dosta uğurlamaya dostlar bulmak duasıyla. وتوفنا مع الأبرار iyilerle beraber olup iyilerle beraber ölüme gitmek duasıyla. İşte şimdi artık kendine ahiret azığı olacak dostları ve salih amelleri bul Hz . Ali'nin de buyurduğu gibi.
Yazımı Mevlana'nın güzel sözleri ile bitiriyorum!
Cenazemi görünce “ah ayrılık-ayrılık!” demeye kalkışma; (sevgiliyle) kavuşup buluşmam işte o zamandır.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret; güneşle aya batmadan hiç ziyan gelir mi?
Sana batmak görünür ama doğmaktır o; mezar hapis gibi görünür ama canın kurtuluşudur o.
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumu bitmeyecek diye şüpheleniyorsun yani?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu-dolu çıkmadı; can Yusuf’u, ne diye kuyudan feryâd etsin?




























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.