Ekonomist Necmettin Batırel, Türkiye ekonomisine dair sosyal medya hesabından dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
'Yangın böyle sönecek' başlıklı bir yazı yazan Necmettin Batırel, hükümete akaryakıt konusunda çağrısını yineledi.
İşte Necmettin Batırel'in o yazısı:
Merkez Bankası herkesi ters köşeye yatırdı. Bu bir değil, iki değil üç ... Faizin beklenen 250 yerine 750 puan arttırılarak yüzde 25’e çıkarılması ekonomi yönetiminin bağımsız hareket ettiğini gösterdi. Piyasalara çok açık bir şekilde, lider benim, mesajı verildi.. Peki bu kadar önemli bir karar Cumhurbaşkanının desteği olmadan alınabilir mi? Elbette ki hayır! Peki Erdoğan nasıl ikna edildi? “enflasyonu öldürmek için yem borusunu kesmeliyiz Bunun tek yolu var, yüksek faiz düşük kur denildi. Karar sonrası “göstergeler enflasyonun ana eğilimini yukarda tutuyor. Yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyetlerin artması, vergi düzenlemeleri ile akaryakıttaki büyük artış beklentileri bozdu. Yılsonu TÜFE %60 düzeyinde gerçekleşecek” ifadesiyle mevcut tablo özetlendi. Sıkı para politikasıyla mutlaka sonuç alınacak, ama hemen değil. 2 çeyrek sabırla beklendikten sonra.. Yabancı yatırımcılar nezdinde büyük güven sağlandı.
Türk lirasının değer kaybettiği ve fiyat artışlarının yükselme eğilimine girdiği bir ortamda faiz adımının büyütülmesi rasyonel politikalara dönüşü siyasi iradenin desteklediğini gösteriyor. Beklenenden yüksek faiz artışı, kur korumalı mevduatı Türk lirasına döndürme hedefleri ile birlikte bakıldığında büyük önem taşıyor.. Bankaların faiz artırarak tasarruf sahibini Türk lirasına döndürmelerinin önündeki en büyük engel politika faizine bağlı olarak belirlenen referans faizinin 1,8 katı olan ticari kredi faiz sınırıydı.. Şimdi ticari kredi faiz üst limiti %50’nin üzerine, büyük kur korumalı mevduat dönüşlerinde mevduat faizi %40-%45 civarına taşınarak liralaşma stratejisi desteklenecek. Bakan Şimşek “Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz” dedi. Yüksek faiz ortamında kurlar sert düştü. Dolar ilk etapta %5 değer kaybetti, 27.21’den 25.60 TL’ye indi.. Kurlardaki gevşeme maliyetleri azaltacak. En olumlu gelişme enflasyondaki artış trendinin kırılması olacak. Fiyatlar düşmese dahi, yükselmeyecek. Artık kimse dolar çıktı diye zam yaptık bahanesini kullanamayacak.. Faizde atılan büyük adım kredi notumuzu arttıracak. Yurtdışından sermaye yağacak, Siz kurların çil yavrusu gibi dağıldığını o zaman görün.
Yılsonuna kadar faizin %40 düzeyine ulaşacağı kesinleşti. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi 382 puana düştü. KKM’de kalmanın cazibesi ortadan kalktı, Merkez Bankasının kasası hızla dolacak. Nitekim geçen hafta brüt rezervler 117.1 milyar dolara çıktı. Net rezervler 15.7 milyar dolar seviyesinde. Rakamlar katlanarak büyüyecek. Merkez Bankasının stratejisi belli oldu. “Yüksek faizle kuru ez, TL’yi güçlendir, fiyat artışlarını durdur”. Zira hayat pahalılığı karşısında maaş ve ücretleri sürekli arttırarak pişmiş aşa su katmak çare değil. Halen politika faizi %25 ile yıllık enflasyonun altında, ancak doğru adımlar büyük moral veriyor. Bu hareket Eylül ayında 3 yıllık yol haritasında yer alan yapısal reformlarla desteklenecek. Ama bunun öncesinde kurlardaki sert düşüş ve gevşeyen brent petrolle birlikte akaryakıt fiyatlarında şöyle kallavi bir indirim kararı alınarak ilk adım atılmalı. Benzin ve motorinde en az 5 liralık büyük bir düşüş yaşanmalı, ki vatandaş alınan kararın sonucu görüp rahat nefes alsın. Yangın böyle sönecek. Kaynak:Yeniakit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.