• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C

RAHMET AYI RAMAZAN

Abdullah Yadigar



      Ramazan Ayı, mübarek ayların en mühimi ve mübarek üç ayların sonuncusudur. Kur’an-ı Kerim’in nazil olmağa başladığı oruç ayıdır. Kameri olan takvime göre 9. Ay. İbadetlerimizin, hayır ve hasenatımızın murakabesi için sene başı.

      Sözlükte, ’’günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalınayak yürümekle ayakların yanması’’ anlamlarındaki ramad mastarından veya ‘’güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer’’ manasındaki ramdâ kelimesinden türeyen Ramazân kameri yılın Şaban’dan sonra, Şevval’den önce gelen 9. Ayın adıdır.

      Muteber ‘’İlm-i Hal’’ (İlm-i Hal; Müslüman kişiye hayatının her anında lâzım olan, öbür ilimlerin hepsinin üstünde bir önem taşıyan ilim kolu) kitaplarımızdan olan ‘’Nur-ül İzah’ın’’, ‘’Kitabus-Savm’’ bölümünde şu bilgiler yer almaktadır.

      Oruç, oruç tutacak durumda olan kişinin niyet etmesi şartıyla tanyerinin ağarmasından güneşin batışına kadar karnına ve karın hükmündeki (kulak gibi açık bir yol ile) beynine kasten ya da yanlışlıkla bir şeyin girmesine, cinsi temas ve benzeri şeylerde bulunmasına engel olmasıdır.

      Aşağıdaki dört şartı kendisinde toplayan kişiye (Ramazan orucunu) gününde tutmak (eda) ve kaza etmek farzdır.

      1- Oruç tutacak kimsenin; Müslüman olması.

      2- Aklı başında olması (deli olmaması)

      3- Bülûğa (ergenlik çağına) ermiş olmak.

      4-  Eğer kâfir bir memlekette Müslüman olmuşsa (Ramazan orucunun) farz olduğunu bilmesi veya bir İslam memleketinde bulunması.

      Orucu gününde tutmanın (edasının) şartları  (dörttür).

(Oruç tutmaya engel olacak derecede) hasta olmamak.
Hayızlı olmamak.
Nifaslı olmamak.
Mukim olmak (yolcu olmamak).

             Ramazan orucunun farziyyeti ile ilgili Ayetler;

"Ey imân edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara S. 183)
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara S.184)
(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kimde hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. (Bakara S. 185)
Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele. (Tevbe S. 112)

                                Oruçla ilgili Hadis-i Şerifler;

          *- İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed"in O"nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe"ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. (Buhari, İman 1; Müslim, İman 22 ) 
            *-Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın). (Müslim, Sıyam 164, (1161)) 
           *-Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." (Tirmizi’nin rivayetinde şu ziyade var: "Oraya kim girerse ebediyen susamaz. (Tirmizi,Savm 5) 
           *-Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu arasında hudut, sahur yemeğidir.(Müslim, 6, 60) 
            *-Rasulullah (sav)"a Kadir gecesi (Ramazan'ın neresinde?) diye sorulmuştu. O, Ramazanın tamamında!" diye cevap verdi. (Ebu Davud, Salat, 824, (1387) 
            *-Rasulullah (sav) buyurdular ki: "Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079)) 
             *-Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur. (Tirmizi, Savm 53,(759); E. Davud, Savm 58, (2432)) 
             *-Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün! (Tirmizi, Daavat 110, (3539)) 
            *-Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, Savm 82,(807)

           İslam da ibadetler Allah rızası  için, Allah’ın emri olduğu için yapılır. Oruç  ibadeti de böyledir. İbadetlerini Allah rızası  için yapan mü’minler, Allahımız tarafından hem ahiret’e yönelik, hem de dünyaya ait bir takım faydalar sağlanır.

         Oruç ibadetinin dini açıdan önemini ayet ve hadislerden örnekler vererek vurguladık. Elbette oruç’un kişi ve topluma sağladığı faydaları da saymakla bitmez.

          Oruç, nefsimizi terbiye ederek kötü  alışkanlıklara karşı direnme gücümüzü  artırır. Hayatta karşılaşacağımız zorluk ve meşakkatlere karşı dayanma gücü kazandırır. Oruç  sayesinde açlık ve susuzluğun ne olduğunu öğreniriz. Böylece yoksul ve ihtiyaç  sahibi insanları daha iyi anlama fırsatını  buluruz. Ramazan ayında kurulan iftar sofraları, teravih namazları ve mukabele gibi dini uygulamalarımız toplumda insanları birbirine yakınlaştırır. Böylece toplumsal kaynaşma ve yardımlaşma duyguları en üst seviyeye çıkar.

           ‘’Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş’’  olan mübarek ramazan ayı bütün  mü’minlere hayırlara vesile olsun. Yüce Allah (c.c.) bu ayın feyiz ve bereketinden faydalanmayı hepimize nasip etsin.

Bu yazı toplam 1935 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113