• BIST 8876.22
  • Altın 2917.479
  • Dolar 34.2466
  • Euro 37.3004
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 12 °C

Muharrem Ayı ve Aşure

Abdullah Yadigar
1 Muharrem 1434 (15 Kasım 2012 Perşembe günü) Hicri Yıl’a girdik.

1 Muharrem 1434 (15 Kasım 2012 Perşembe günü) Hicri Yıl’a girdik. Muharrem ayı, Kameri
Yılın ilk ayı. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye hicret tarihi; Hz. Ömer (r.a.) zamanında
Hicri-Kameri Takvim’in başlangıcı olarak kabul edildi.

Kameri yıl 12 ay ve 355 gündür. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda-güneşin değil,
ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hz. Ömer devrine gelinceye kadar Araplar, düzenli bir tarih
belirleme sistemine sahip değillerdi. Fil vakası gibi önemli olayları kıstas olarak benimsemişlerdi. Hz.
Ömer devrinde, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yıl (Miladi 622) İslami
takvimin başlangıç yılı (Hicri 1) olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.

Muharrem Ayını önemli kılan en belirgin özellik budur. 24 Kasım Cumartesi günü de
Muharrem’in 10. Günü olarak bilinen Aşure Günüdür.
Hicrî takvimde kullanılan Kameri ayların adları sırasıyla şunlardır:
1) Muharrem, 2) Safer, 3) Rebî'ül-evvel, 4) Rebî'ül-âhir, 5) Cemâziyel evvel, 6) Cemâziyel âhir,
7) Receb, 8) Şâban, 9) Ramazan, 10) Şevval, 11) Zilka'de, 12) Zilhicce.

Kameri ayın hesaplanmasında, gökteki ayın dünyamızın çevresindeki döndüğü zaman esas
alınmıştır. Kameri aylar bazen 29, bazen de 30 gün çeker. İslâm Dininde, ibadetlerin bu aylara göre
yapılması emredilmiştir. Bunun sebeplerinden biri, Ramazan ayıdır. Zira Ramazan ayı hicrî-kameri
aylardandır. Miladi seneye göre her yıl 10-11 gün evvel başlamaktadır. Onun için 33 senede tam bir
devir yaparak senenin bütün günlerinde oruç tutulmuş olmaktadır.


Hicri Takvimin ilk ayı olan Muharrem Ayının İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Bu ayın
onuncu gününe "Aşura Günü" denilmektedir. “Aşr ve âşir Arapça’da “on” demektir. Aşura Günü,
dinler tarihinde çok büyük öneme haiz olan bir gündür. Dinler tarihindeki bir-çok önemli olaylar bu
günde meydana gelmiştir.

Hz. Âdem’in (a.s) tövbesinin kabul edilmesi, Hz. Musa’nın (a.s.) Firavunun elinden Kızıldeniz’in
ikiye yarılarak kurtulması, firavunun ve askerlerinin denizde boğulması, Hz. Yusuf’un (a.s.) kuyudan
kurtulması, Hz. Yakub’un (a.s.) Hz. Yusuf’a (a.s.) kavuşması ve gözlerinin açılması, Hz. Nuh’un (a.s.)
tufandan kurtulması ve gemisinin bugünde Cûdi Dağına oturduğu rivayet edilir.


Aşure atlı tatlının menşei de buna dayanır. Gemidekiler o günü kutlamak istemişler ve
geminin ambarında arta kalan erzakı karıştırıp bir aş pişirmişler. İşte aşure pişirme âdeti buradan
kalmıştır.

Oruç tutmak isteyenler; Muharrem’in başında bir-kaç gün, dokuzuncu-onuncu veya onuncu-
on birinci günlerini oruçlu olarak değerlendirmelidirler.

Sünnet olan aşure orucu: Muharrem'in onuncu günü, bir gün öncesiyle, yani dokuzuncu ve
onuncu günlerini veya bir gün sonrasıyla, yani onuncu ve on birinci günlerini oruçlu geçirmek
sünnettir. Efdal olan, dokuzuncu ve onuncu günleri birlikte tutmaktır. Medine'ye hicretten sonra
Yahudiler Hz. Musa'nın bu günde oruç tuttuğunu bildirince, Hz. Peygamber (s.a.s.);
"Ben Musa'ya, sizden daha yakınım" buyurmuş ve aşure gününde oruç tutulmasını istemiştir.
(Buharî, sıyâm, 69; İbn Mâce, sıyâm, 41)


Peygamber (s.a.s.) Aşure orucunun sevabı konusunda, şöyle buyurur: "Aşure orucunun
önceki yılın günahlarına keffaret olacağını umarım." (Tirmizî, savm, 48; İbn Mâce, sıyâm, 41)

Muharrem Ayı’nın önemini belirten bir-kaç Hadis-i Şerif meali verelim;

‘’Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, Allahu Teâlâ’nın ayıdır. O ayda bir
gün vardır ki, O günde Allahu Teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tövbesini kabul etti. Yine o gün,
tövbe edenlerin günahlarını da affeder.’’ (Tirmizi)


‘’Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan
Oruçtur.‘’ (İbni Mâce, Sıyam:43)


Peygamberimiz (sav) bir hadisinde; "Aşure günü tutulan oruç, geçmiş senenin günahına
kefaret olur.’’ buyurmuştur. (Riyazü's Sâlihin, II, 509, Müslim).


Oruç tutmak isteyenler; Muharrem’in başında bir-kaç gün, dokuzuncu-onuncu veya onuncu-
on birinci günlerini oruçlu olarak değerlendirmelidirler.

İslam Dini, dünyevi ve dini konularda ifrata düşmeden itidalli bir üslup gözetmeyi tavsiye
eder. Daima teenni ile hareket edip, orta yolu takip ederek her şeyi kıvamında kullanmayı tavsiye
eder.

Bu açıdan Aşure Gününü, bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehl-i sünnetin itikat ve
inancına aykırıdır. Bizler ölülerimizi sabır ve vakar ile anar, kendileri için dua eder, Allahtan rahmet ve
günahlarının affı için mağfiret dileriz. Müslüman’ın sevinci de, kederi de Kur’an ve Sünnet dairesinde
olmalıdır.

Ayeti Kerimede; ‘’Onlar, başlarına bir musibet gelince, ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a
aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.’ Derler.’’ (Bakara S. 156) Buyurulmaktadır.


Hicri 1434. Yılının İslâm Âlemine ve bütün insanlığa hayırlara vesile kılmasını C. Allah’tan niyaz
eder, tüm mümin kardeşlerimizin yeni hicri yılını ve Âşure Gününü tebrik ederim.

Bu yazı toplam 1636 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113