• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 17 °C

KÜFÜR TEK MİLLETTİR

Ali Kara

Küfür, hakikati örten zifiri bir karanlıktır. İnançları, duygu ve düşünceleri birbirinden farklı olsa da,  küfrü benimseyenlerin karanlıktaki koyuluk rengi, yine karanlığa  dayanmaktadır.

            Küfrün karakteristik özelliğini beyan buyuran ayet-i kerime onları şöyle anlatmaktadır.

            “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.” (İbrahim Suresi 14/3) 

            Yani küfür ehli bütün planlarını dünya hayatına göre hazırladığı için, Allah yoluna sırt çevirmekle kalmaz, insanları da o yoldan saptırmaya çalışır, İslamı’ın gerçeklerini çarpıtıp çirkin göstermek için her gücü kullanırlar.  

Onların arzu ve emelleri dünya hayatıyla sınırlı olduğu için, mal makam ve mevkiye düşkün, bunları elde etme konusunda da hırslı olmaktadırlar.

Müminleri hak yoldan ayırmak için, onların hayret edeceği yol ve üslüpları denerler. Ayet ve hadislerle belirtilen doğruları saptırmak için, zikzaklar çizer, gerçek değerlerle alay eder, küçümseyici ifadelerle tezyif etmeye çalışırlar.

Mesela: insan nefsini tahrik edici şekilde çıplak gezen ve toplumu göz zinasına davet eden kadınları  tebrik eder, onlara her çeşit imkânı tanır, ama onlara  bakan gençleri de günah keçisi olarak cezalandırmak isterler.

Şer’î esasları sarsmak için mevcut olan her fırsatı kullanır, bilgileri bulandırmak suretiyle dinin bakış açılarını değiştirmeye çalışırlar.

 Dini din adamına yıktırmak ve İslam’i bilgileri saptırmak için, imanı sadece dilinde olan ve kalbine geçmeyen sözde din âlimlerini de satın alabilirler.  Bu sayede boş ve manasız fikirlere ilmi araştırma süsü verip, yanlışları doğru olarak sunmaya çalışırlar.

Dini zayıflatmak ve din görevlilerini itibarsız hale getirmek için, dini hedef alan sloganlarla hep bir ağızdan, haramları helalleştirme sevdasında maddi imkânlarını da birleştirerek çalışma yaparlar.

İçki zina fuhuş ve dinin yasak ettiği bütün fiil ve davranışlara din görevlilerinin müdahale etmemesi için, güç birliği yapar, haram fiillerin ortaya dökülüp, müminlerin uyarılmasını önlemek için dini tebliğ görevi yapan herkese hücum ederler. Bundan dolayı günümüzde dine ve din adamına saldırmak moda haline gelmiştir. Çünkü müminlerin uyarılması onlar için en büyük tehlike sayılmaktadır. Zira onlar nefisleri tahrik eden fiil ve davranışları, ya bizzat uygulayarak, yahutta seyrederek şeytani zevklerini tatmin etme hevesindedirler.

Din görevlilerinin bir tanesi konuşup, diğerleri susmamalı, hep bir ağızdan toplu halde, haram ve helalleri dile getirmelidirler.  Bu durum düelloya davet değil, dinin gerçeklerini dile getirmektir. Dini din düşmanlarına sevdirmek için tavizler kervanına katılmanın bir anlamı yoktur. Çünkü tavizin sonu yine tavizle biter. İkna olmak istemeyen bir kişiyi, ikna edecek bir delil yoktur.   

Her koyun kendi bacağından asılır düşüncesiyle, etrafına zarar vermeden içki içeni sevdirmeye çalışmak, din adına cinayet işlemekten başka bir şey değildir. Bunu yapanlar, mahşerde hesap veremezler.

Dinimizin sevindirici taraflarını anlatmalıyız. Ancak haramları hafifletme gibi bir yanılgıya düşmemeliyiz. Hiç kimse tavizle din düşmanını mutlu edemez. Zira ayeti kerimede:

“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur…” Buyrulmaktadır.(Bakara Suresi 2/120) 

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de zulüm temsilcileri, Müslüman kesimin sesini kısmak, İslam davasını da zafiyete uğratmak için, her çeşit çalışmalara hız vermektedirler. Ama onlar hiçbir zaman başarılı olamayacaklardır.

Mümin gönüller olarak, Allah’ın ipine sarılmak suretiyle, kaynaşıp bütünleşerek, gücümüzü birleştirmek suretiyle, sarsılmaz kaleler hâline gelmek zorundayız. Çünkü İslâm âlemi, hak, adalet, şefkat ve rahmet etrafında birleşirse, onları yenecek bir kuvvet yoktur. Zira sevgili peygamberimiz(s.a.v.)

 "Ümmetimden bir grup, Kıyamet kopuncaya kadar mansur (Allah'ın yardımına mazhar) olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremeyeceklerdir." Buyurmaktadır. (Tirmizî, Fiten ) 

Bu yazı toplam 357 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113