Görev aşkıyla yanan ibretlik bir imam portresi

SAHURDAN TERAVİH’E RAMAZAN MESAİSİ
Minarelerden yayılan kandil ışıklarıyla bütün şehirler Ramazan'ın rengiyle donandı. Dışını süsleyen mahyasıyla, içini süsleyen teravihleriyle, mukabeleleriyle, hak ve hakikat mesajlarıyla rahmet mevsiminin rüzgarı esmeye devam ediyor. Bu manevi atmosfer, İstanbul Tuzla Şifa Mahallesi Fatih Camii İmamı Selahattin Pala ile farklı bir anlam kazanıyor. Dört ilahi albümüne de imza atmış, farklı bir din görevlisi olma aşk ve muhabbetini yaşayan Pala; din görevlilerinin bu mesleği icra ederken, günün her saatinde göreve hazır olması gerektiğine vurgu yapıyor. Özellikle  Ramazan mesaisinin, sahurla başlayıp, teravih namazından sonra dualarla tamamlanması gerektiğini önemle ifade ediyor.
TÜM CEMAATLE KUCAKLAŞAN İMAM
Tuzla Şifa Fatih Camii İmamı Selahattin Pala, Ramazan’da, sahurda mukabele ile başlayıp, namazla güne merhaba diyor. Öğlene kadar mahalle sakinlerini ziyaret ederek, ihtiyaçlı olanları tesbit ediyor. ihtiyaçları doğrultusunda esnaf ve cemaatle irtibata geçerek, fitre zekat ve erzak yardımlarını hazırlayarak, muhtaç ailelere bizzat ulaştırıyor. Öğle ve ikindi öncesi mukabeleye devam eden Pala, namaz sonraları ilmihal ve ahlak konularında cemaati bilgilendiriyor. İmam odasını, dini danışma mekanı olarak değerlendiren Pala, cemaatin dilek ve sorularına muhatap oluyor. Kadın cemaatle özel sohbetlerde de bulunarak, kadınlara önem verilmesi gerektiğini de gösteren Pala, çocuklara camiyi sevdirmek için esnafla iş birliği halinde teravih öncesi çocuklara ikramlar dağıtıyor.
“Oku, düşün ve ibret al” adlı bir eseri kaleme alarak, yeni bir çalışmaya da imza atan Pala, bazı tv. kanallarında ilahi ve Kur’an-ı Kerim okuyor, ayrıca dini bir radyoda da programcılık yapıyor. Başarılı din görevlisi olma yanında ilahi ve tasavvuf sanatçılığı ve daha ifade edemediğimiz takdirlik yönleriyle göz doldurarak, mahallelinin ve cemaatin takdirini kazanıyor.
İMAMIN GÖREVİ CÜBBEYİ ÇIKARINCA BAŞLAR
Şifa Fatih Camii İmamı Selahattin Pala, yönelttiğimiz bir soruya; “Ramazan ayı feyzi ve bereketiyle hayatımızda. Bu mübarek ayda camiler hiç dolmadığı kadar doluyor ve saflar sıklaşıyor. Mukabele için toplanılan camilerden ve evlerden Kur'an-ı Kerim sesleri yükseliyor. Din görevlileri, ihlas ve samimiyetle yılın en yoğun dönemini Ramazan'da yaşıyor. Din görevlilerinin Ramazan mesaisi, sahurla başlayıp teravih namazından sonra dualarıyla tamamlanıyor. Yine de yapacak çok şeyimiz var. Bizler, insanların, Ramazan'ı nasıl geçirdiği konusunda mesulüz. Ertesi gün yeniden hizmet edebilmenin duasıyla evlerimize ulaşıyoruz. Diyanet İşleri Başkanımızın buyurduğu, ‘İmamın görevi cübbeyi sarığı çıkardıktan sonra başlar.’ sözünü çok önemsiyorum ve gereğini mevlanın lütfuyla yerine getirmeye çalışıyorum.” şeklinde konuştu.