• BIST 11220.22
  • Altın 5168.435
  • Dolar 41.5748
  • Euro 48.9121
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 8 °C

EĞLENCELERİN GÖLGESİNDE UNUTULAN HAKİKAT!

Hasan Demirci

Bugün insanlık, özellikle gençlik, eğlenceyle dolu bir hayatı “mutluluğun adresi”olarak tanımlıyor 

Onlar için hayat “keyif almak”, “haz ve hız" dan ibarettir. 

Sosyal medya geldiğimiz noktada bir ayna vazifesi görüyor. herkes eğlencesini paylaşıyor, gülen yüzlerle poz veriyor, anlık mutluluklarını ifade etmeye çalışıyor 

Ama o paylaşımların ardında, derin bir boşluk, yalnızlık ve anlamsızlık gizlenmiş durumda. Bu durum nereye kadar sürer bilemeyiz. 

Kur’an-ı Kerim, insanı bu aldanışa karşı çok açık bir şekilde uyarıyor:

“Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!” (Ankebût, 64)

Yani dünya, mümin için sınırsız eğlence değil; sabır, sorumluluk ve imtihan yeridir.
Çünkü mümin bilir ki bu hayat geçicidir, önümüze konulacak olan bir hesap vardır. 

Bugün eğlence uğruna her şeyin mubah görüldüğü bir çağdayız. Canın ne istiyorsa yapabilirsin, keyfin nasıl istiyorsa öyle davranabilirsin. 

İnsanlar, saatlerce telefonların, sosyal medyanın esiri, sabahlara kadar ekran başında “trendlere” kapılmış gidiyor. 

Ama sonra bir bakıyorsun, kalp sıkıntılı, ruh yorgun, yüzler asık, iç dünyaya hüzün çökmüş, göz değil gönül ağlıyor. 

Psikologlar “mutluluk yorgunluğu”ndan söz ediyor artık. Çocukluğumuzu hatırlayalım. Bir misket, bir sakız, bir çikolata, küçük bir hediye bize dünya bağışlamış kadar mutlu ediyordu ama şimdi hiç bir şey bizi mutlu edemiyor artık. Neden acaba...! 

Çünkü insan eğlendikçe değil, anlam buldukça huzur buluyur. Yaratanına yakınlaştıkça onun verdiği görevleri yaptıkça huzur buluyor. 

Kur’an bu gerçeği şöyle bildirir:
“Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 28)

Bugün hocalarımızın işi gerçekten zor.
Ne söylese “siz hayatı okuyamıyorsunuz” diyorlar. “Hayattan kopuksunuz” diyorlar. Kendinizi geliştirin biraz diyorlar. 

Bizler kendi payımıza düşenleri tabii ki alacağız.  Ancak bunları söyleyenler için kendini geliştirmiş hoca kim diye sorarsanız onların hayatına dokunmayan, yaptıklarını onaylayan, onaylamasa bile onları rahatsız etmeyen, hatta yanlışlarının verdiği ruhi bunalımlarından dolayı, böyle devam edin, hiç bir sorun yok diyerek rahatlatan hocadır. 

Bütün peygamberler itirazlar ile karşılaşmışlar, kendilerine keyiflerimizi bozuyorsun bizden uzak dur demişler, hatta daha fazla ileri gidersen seni bu yurttan çıkaracağız demişler. 

Günümüzde Arabistana, İrana gidin diyenler bunları boşuna söylemiyor. Rahatımızı bozuyorsunuz, asabımızı bozmayın diye boşuna söylemiyorlar 

Bütün bunların farkında olarak hatırlatmaya devam edeceğiz elbette. 

Biz biliyoruz ki, hayat sadece yemek, içmek, gezmek değildir. Nihayetinde yaptıklarımızdan dolayı hesap vereceğimiz bir güne doğru yol alıyoruz. 

Onun için hayatı anlamlı kılan şeylerle meşgul olmak zorundayız. 
Allah’ın razı olduğu bir hayatı yaşamak zorundayız. 

Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan kişidir; aciz kişi ise nefsini arzularına uyduran ve Allah’tan boş temennilerde bulunandır.”
(Tirmizî, Kıyamet, 25)

Bugün herkes “hayatı dolu dolu yaşa” diyor.
Oysa dolu yaşamak; heva ve hevesin peşinden koşmak değil, her anın hesabını bilerek yaşamak demektir.

Bir eğlence anında hayatını kaybeden bir gencin haberi, aslında bir uyarıdır.
Bir kaza, bir kriz, bir “ani ölüm” sadece başkasına değil, hepimize “uyanıver artık” diyen bir ilahi ikazdır.

Ama ekranlar o haberi bile birkaç saniye sonra unutturuyor.

İşte tam bu noktada sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.  Belki bir gönül, o sesle hakikati duyar. Belki bir genç, o uyarıyla hayatına yön verir.

Ahir kelam, 
Gerçek hayat, ne sahnelerde ne ekranlarda, ne sosyal medyada…

Gerçek hayat, Rabbimizin rızasında...

Bu yazı toplam 385 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113