DEVA Partili Elif Esen: “Bu teklif bir İklim Kanunu değil, piyasa metnidir”

Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmekte olan “İklim Kanunu Teklifi”nin 9. maddesi üzerine söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, “Bu metin, ne bilimsel gerçekliğe dayanıyor ne de toplumsal sorumlulukla hazırlanmış bir iklim yasasıdır” diyerek sert eleştirilerde bulundu.

Konuşmasında, iklim krizinin Türkiye’yi artık doğrudan etkileyen bir güvenlik ve kalkınma meselesi haline geldiğini vurgulayan Esen, artan aşırı hava olayları, kuraklık, orman yangınları ve tarımsal üretimdeki düşüşe dikkat çekti. “Plansız, stratejisiz, muğlak alanlarla dolu metinlerle bu kriz yönetilemez. Bu kanun teklifi, sadece ‘mış gibi’ yapıyor” dedi.

“Karbon ticareti değil, emisyon azaltımı hedeflenmeliydi”

Esen, teklifin omurgasını oluşturan Emisyon Ticaret Sistemi’ni de eleştirdi:

“Karbonu bir ticaret metaına dönüştürerek iklim kriziyle mücadele edemezsiniz. Avrupa’daki örneklerde bu sistemlerin emisyon azaltımına ciddi bir katkısı olmadığı zaten görülmüştür. Bu teklif, doğayı değil sermaye transferini önceleyen bir anlayışla hazırlanmıştır.”

“Hedef yok, takvim yok, şeffaflık yok”

Elif Esen ayrıca, kanun teklifinde herhangi bir emisyon azaltım hedefi ya da uygulama takviminin bulunmadığını, karbon tahsisatlarının nasıl ve kime verileceğinin de açıklanmadığını belirterek, teklifin hem şeffaflıktan uzak hem de kamusal denetimden muaf olduğunu dile getirdi. Avrupa Birliği, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin iklim yasalarında somut tarih ve oranlarla emisyon azaltım yükümlülükleri bulunduğunu hatırlatan Esen, “Almanya, 2030’a kadar karbon emisyonunu %65 azaltmayı hedefliyor. Bizim teklifimizde bu yok. Bu eksiklik bir tercih değil, bir ihmaldir” şeklinde konuştu.

“Gerçek bir iklim yasası toplumsal faydayı gözetir”

“İklim Yasası adı verilen bu metin, toplumun ortak geleceğini değil, dar ekonomik çıkarları önceleyen bir piyasa yasasıdır” diyen Esen, Yeni Yol Grubu adına teklifin geri çekilerek bilimsel, şeffaf, adil ve toplumsal katılımla şekillenmiş gerçek bir iklim yasası hazırlanmasını talep ettiklerini ifade etti.