Avrupa'dan bakınca Türkiye

Mayıs'ın ilk haftasında Belediye Başkanı Kenan Şahin ve bir grup gazeteci arkadaşla 3 Orta Avrupa ülkesini ziyaret ettik. Sırasıyla Budapeşte, Viyana ve Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'daydık. İlk durağımız Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'ye bağlı olan Kispest ilçesi oldu. Bu ilçe aynı zamanda Pendik Belediyesi'nin kardeş ilçesi. Yaklaşık 6 yıllık bir kardeş ilçe hukuku var her iki belediye arasında. Oldum olası bu kardeş belediye hukukuna bir türlü anlam veremez, karşılıklı ziyaretlerden müteşekkil olduğunu düşünür ve ne alaka der dururdum. Çok sayıda kişinin de şahsım gibi düşündüğünü varsayar, hatta bu noktada itirazlar da dinlerdim.

Ziyaretimizle birlikte kardeş belediye hukukunu yerinde görme fırsatı bulduk ve gerçeği müşahade edebildik. Macar heyeti bizi çok iyi karşıladı ve Türk misafirperverliğini aratmayacak nitelikte evsahipliğine imza attı. 

Bizi en çok sevindiren ise kardeş belediye hukukunun meyvelerini görmek oldu. Kispest ilçesinde belediye tarafından bir parka Pendik Parkı ismi verilmiş. Yine Budapeşte'de konuşlu bulunan Yunus Emre Enstitüsü'nde yüzden fazla Macar çocuğun Türkçe öğrendiğine şahitlik ettik. Pendik Belediyesi'nin desteği ile açılan kursta Macaristanlı çocuklar, Türkçe eğitimi almış ve Türkçe şarkılar öğrenmişler. Türkçelerini test etme fırsatını Yunus Emre Enstitüsü'nde düzenlenen protokolde bulduk. Türkçe konuşuyorlar, Türkçe şarkılar söylüyorlar ve Türkiye'ye karşı sevgi bağları her geçen gün daha da güçleniyor.

Bu arada Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu ile de görüşme fırsatımız oldu. Müezzinoğlu, Yunus Emre'deki programdan bir gün önce Budapeşte'deydi. Macaristan Başbakanı ve çeşitli bakanlarla resmi görüşmeler yaptıktan sonra Yunus Emre Enstitüsü'ne geldi. Burada Belediye Başkanı Kenan Şahin ile uzun uzun sohbet etti ve Pendik Belediyesi'nin çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.

Macaristan'da ziyaret edilecek yerleri görüp, Tuna'ya mahzun mahzun baktıktan ve Budin Kalesi'ni ziyaret ettikten sonra Viyana'ya geçtik. Tarihte iki defa kuşatıpta feth edemediğimiz o meşhur Viyana. Yeşilin ortasında kaybolmuş, Tuna'nın bir boğaz misali hayat verdiği, tarih kokan Viyana. Viyana'da Avrupa Türk Demokratlar Birliği Başkanı Cem Aslan ve yönetim kurulu üyeleriyle Türk işletmeciye ait nezih bir mekanda akşam yemeğinde buluştuk. Cem Aslan faaliyetleriyle ilgili Kenan Şahin'e çeşitli bilgiler verdi ve Pendik Belediyesi'yle ortak proje gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Başkan Şahin'de konuyla ilgili Pendik Belediyesi Dış İlişkiler Müdürü Kemal Kaya ve Basın Yayın Müdürü Cem Koçdemir'e talimat verdi. İşbirliği muhtemelen bir eğitim programını kapsayacak ve önümüzdeki eylül-ekim ayında başlatılacak.

Avusturya'da 300 binden fazla Türk yaşıyor. Oldukça güçlü bir lobiye sahipler ve her fırsatta Türkiye'nin geliştiğini, güçlendiğini ifade ediyorlar ve bunun yansımasını Avusturya'dan net bir şekilde hisettiklerini ifade ediyorlar. Yemek yediğimiz mekanın işletmecisi, Gezi olaylarında 20 binden fazla Türk'ün 7 kilometre yürüyüş gerçekleştirerek dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye destek verdiklerini söyledi. İşletmeci, bu yürüyüşün Avusturya tarihinde yapılan en kapsamlı ve en büyük yürüyüş olarak tarihe geçtiğini söyledi. Aynı işletmeci yine, " Artık güçlü bir Türkiye var ve biz burada başımız dik yürüyoruz. Kimse bizi küçümseyemiyor ve aşağılayamıyor. Allah devletimize zeval vermesin. Cumhurbaşkanımıza hayırlı uzun ömür versin."diye dua ediyor.

Bizim için, gazeteciler için her anlamda çok faydalı olan  gezinin son durağı Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'dı. Prag, baştan sona kadar tarih kokan bir şehir. Tarihi ve kültürel değerlerini çok iyi muhafaza etmişler. Cumhurbaşkanlığı sarayları oldukça ihtişamlı. Özellikle Viyana'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, binlerce dönüm arazi içerisine konuşlanmış ve 1440 odası bulunuyor. Bizim Beyaz Saray'ı eleştirenlere kapak olsun.

Çek Cumhuriyeti yeni adıyla Çekya'nın başkentinde her yerde Türkiye'den gelenleri görebilmek mümkün. Özelikle Erasmus programı kapsamında çok sayıda öğretmen ve öğrenci gördüğümüzü söyleyebilirim. Havaalanında karşılaştığımız İzmir'den gelen bir öğrenci grubu Prag'da bir ay kalmış ve eğitim programına katılmışlar.

Çocuklarımız, gençlerimiz avrupayı erken yaşlarda keşfetmenin avantajlarını yaşıyorlar, ufukları büyüyor. Avrupa'dan bakınca Türkiye'nin geliştiğini ve büyüdüğünü görmek, gerçekten gurur verici.

Bize bu sevinci yaşatanlara minnettarız.