Yakında bir yerel seçim var.
Yaşadığımız köyü, beldeyi, şehri beş yıllığına yönetecek muhtarları, belediye meclisi üyeleri ile belediye başkanlarını seçeceğiz.
Bir yanıyla bakıldığında, böyle bir seçimin çok da tantanalı geçmemesi gerekir diye düşünmek mümkün.
Yasama üyelerini seçmeyeceğiz.
Ülkemizin yapısını bizim istemediğimiz tarzda değiştirebilecek milletvekillerini seçmeyeceğiz.
Alt tarafı, hizmete talip olanların seçimi bu.
Ve seçilecek olanlar da bize hizmete talip insanlar…
Evet, bu bakış açısı, bir yanıyla doğru…
Hangi yanıyla?
Avrupaî yanıyla…
Bu bakış açısı demokrasisi oturmuş, nispeten homojen bir yapı arz eden Avrupa toplumları için geçerli.
Çünkü Avrupa’da kimsenin yaşam tarzı, kimseyi ırgalamıyor.
Kimsenin dini, milliyeti, felsefesi, düşünce tarzı kimsenin umrunda değil.
Her şeyden önemlisi Avrupa’da bir “beka sorunu” yok.
Fakat burası Avrupa değil.
Burası herhangi bir yer de değil…
Burası Türkiye…
72 milletin kaynaştığı bir coğrafya…
Kimin ne olduğunun çok da bilinemediği, kimin hangi kökene, hangi sinsi emellere sahip olduğunun pek anlaşılamadığı bir ülke…
Kimin hangi dış mihraklara, kimin hangi melun mahfillere hizmet ettiğinin bilinmediği bir ülke…
At izinin it izine karıştığı bir ülke…
Küçük bir kıvılcımla her şeyin bir anda alt-üst olabileceği bir ülke…
Tarihiyle, tabiatıyla, konumuyla dünyanın gözbebeği olan bir ülke…
Bu haliyle, ve de haliyle, yedi düvelin üzerinde hesaplar yaptığı bir ülke…
Böyle bir ülkede, belirli bir zihniyeti temsil eden partilerin adaylarına oy vermek, işte bu yüzden sadece bir yerel seçim değildir.
Belediye başkan adayına oyumuzu verirken o adayın temsilcisi olduğu partiyi de oylamış, o partinin savunduklarına, tezlerine inandığımızı da göstermiş oluyoruz.
Ve her şeyden önemlisi, ülkemiz üzerinde sinsi emelleri, hain planları olanlara bir mesaj vermiş oluyoruz.
İşte bu yüzden, Pendikliler olarak Cumhur ittifakının AK Partili adayı Ahmet Cin’i seçmeliyiz.
Çünkü Ahmet Cin; donanımıyla, tecrübesiyle, ufkuyla rakiplerinin fersah fersah ilerisinde…
Ahmet Cin’i seçmek; yaşanabilir bir şehirde yaşamayı istemek demektir.
Ahmet Cin’i seçmek; geleneksel motifleri kaybolmamış modern bir şehir sakini olmayı istemektir.
Ahmet Cin’i seçmek; şehircilik ve belediyecilik geleneği oluşturmuş bir yapıyı sürdürmek demektir.
Ahmet Cin’i seçmek; değişmeden gelişmeyi, manayı kaybetmeden madden de ilerlemeyi arzu etmektir.
Ahmet Cin'i seçmek; Binali Yıldırım Başkanlığı'ndaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından aslan payını almak demektir.
Bu nitelikleri bile Ahmet Cin’i seçmek için yeter…
Ancak,
Sadece bu nitelikleri sebebiyle değil, onun ötesinde, yukarıda saydığımız sebepler dolayısıyla Cumhur ittifakına oy vermek, AK Partili Ahmet Cin’i seçmek durumundayız. Çünkü;
Ahmet Cin’i seçmek; sadece adı Ahmet Cin olan AK Partili bir adayı belediye başkanı seçmek değildir.
Ahmet Cin’i seçmek; tarafımızı belli etmektir.
Ahmet Cin’i seçmek; nerede durduğumuzu dosta düşmana göstermektir.
Ahmet Cin’i seçmek; doğrunun yanında, hakkın yanında, hakikatin yanında oluğumuzu haykırmaktır.
Ahmet Cin’i seçmek; yaşanabilir bir şehirde onurumuzu koruyarak, başımız dik olarak yaşamayı tercih etmektir.
Evet…
Bu yerel seçim, sadece bir yerel seçim değildir…
Ahmet Cin’i seçmek de; sadece bir belediye başkanı seçmek değildir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.