• BIST 8876.22
  • Altın 2928.215
  • Dolar 34.2375
  • Euro 37.4474
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 26 °C

Ah bir gülümsemeyi başarsak!

Ümit Kahyaoğlu

Büyükşehirlerin özelllikle ve ziyadesiyle İstanbul'un kalabalıklığı, trafiği ve stresi yaşamı günden güne güçleştiriyor, insanları sinir hastası yapıyor.

Büyükşehirde yaşamanın bir çok avantajı olduğu gibi dezavantajları da var. İstanbul'da imkanlar oldukça geniş ve insanlar arzu ettiklerine kolaylıkla erişebiliyorlar. Ticari kabileyeti olan, çalışmayı seven, kendini ataletten kurtarabilenler paraya kolaylıkla ulaşabiliyor, dünyalık adına arzu ettiklerine rahatlıkla kavuşabiliyorlar.

İnsanın ufku, hedefleri büyükşehirlerde daha büyük oluyor. Kendisini geliştirmek isteyen, zirvelere yürümeyi gözüne kestirebilenler, özgüveni olanlar makam-mevki adına istediklerini daha kolay etme şansına sahip oluyorlar. Daha konforlu yaşıyorlar, daha iyi arabalara biniyorlar, daha modern evlerde ikamet ediyorlar ve daha iyi eğitimi alıyorlar.

Bununla birlikte bir çok avantajı daha var İstanbul'da yaşamanın. Hepsini yazmaya kalksak bize ayrılan sütunlar kifayet etmez. Belki bir kitap bile yazılabilir, muhtemelen yazılmıştır da.

Doğada her şey zıttı ile kaimdir. Bu değişmez bir tabiat kuraladır. Dolayısıyla İstanbul'da yaşamanın avantajları kadar dezavartajları da vardır.

Yakınen şahitlik ediyoruz ki, bu koca metropolde yaşamak her geçen gün daha da güç hale gelmekte, insanlar stres yüklenmekteler.

Artan nüfus, hızla zenginleşme ve her geçen gün artan araç sayısı günün belirli saatlerini trafikte geçirmemize neden olmakta. İstanbul'da günün her saati trafik yoğunluğu var. Önceleri akşamın belli bir saatinden sonra trafik rahatlardı. Şimdi öyle değil, günün her saati trafik yaşanıyor. Gece yarısı bile trafik var, yollar araç dolu, adım adım ilerliyor.

Yapılacak çok iş, gidilecek çok yer var ancak yoğun trafikte işler yetişmeyebiliyor. Bu nedenle ister istemez aceleci oluyor, trafikte kural ihlali adına ne varsa yapıyoruz. Kural ihlali yaparken yalnızca ihlal yapmakla kalmıyor, kalpte kırıyoruz.

Kendi hatalarımızı görmüyor, hataların hep başka sürücüler tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyoruz.

Zaten hatayı en başta evden çıkarken yapıyoruz. Girilecek trafik, gidilecek kalabalık yollar ve yapılacak işleri düşünerek, suratımızı daha evden çıkmadan asıyoruz. Sinirli bir şekilde trafiğe çıkıyor ve bir çok hak ihlali yapıyoruz.

En küçük bir şeyde kaşlar çatık, suratlar asık ve sert bakışlar atıyoruz diğer sürücülere. Gideceğimiz yere bir an önce ulaşabilmek için korna tacizleri, güvenlik şerit ihlalleri, el-kol hareketleri derken istenmeyen olaylara sebebiyet veriyor, hatta Allah korusun kavgalar ve beraberinde istenmeyen can kayıplarına kadar giden olaylar yaşanıyor.

İstanbul'da yapılan istatistiki araştırmalara göre en çok cinayet trafik ve otopark sorunu nedeniyle işleniyor. Bizde gazeteci olarak bu yönde çok haberler yapıyoruz. Gün geçmiyor ki trafikte bir olay olmasın. Hemen  her gün trafikte yaşanan kavgalara şahit oluyoruz.

Yine İstanbul'da günlük bine yakın trafik ve otopark anlaşmazlığı nedeniyle kavganın yaşandığına şahitlik etmekteyiz. Bu kavgaların zaman zaman ölüme kadar giden sonuçlara sebebiyet verdiğini de görmekte ve bundan da üzüntü duymaktayız.

Bu olumsuzluğu, kötü gidişi gelin birlikte durduralım. İstanbul'da yaşadığımız gerçeğini, 15 milyondan fazla insanla bu coğrafyayı paylaştığımızı düşünerek, birlikte yaşam kurallarına uyalım, uymayanları da kibarca, nezaket kuralları çerçevesinde uyaralım.

Aslında yapacağımız tek bir şey var, bu tek bir şey'i yapmayı başarabilirsek, inanın bu sorunların çözüldüğünü göreceğiz.

Nedir bu tek bir şey?

O kadar basit ki, o kadar güzel ki! İnsana pozitif enerji veren, karşısındaki insanın sinirlerini bir anda alan ve rahatlatan bir eylem.

Hatta yapıldığında sadaka sevabı kazandıran bir mimik, küçük bir yüz hareketi.. Bahsettiğimiz bütün bu sorunları çözecek, kavgaların, istenmeyen üzücü olayların önüne geçebilecek çok basit bir hareket;

Ne mi peki? GÜLMEK, GÜLÜMSEMEK.. GÜLÜMSEMEK... GÜLÜMSEMEK

Denemesi bedava!

Bu yazı toplam 1154 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113