• BIST 8876.22
  • Altın 2917.479
  • Dolar 34.2466
  • Euro 37.3004
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 13 °C

Toplumsal Felaketlerde Bireysel ve Toplumsal İyi Oluş İlişkisi Üzerine

İlkay Dingeç

Hem depremi birebir yaşamış insanlarla hem de ikincil travma dediğimiz biçimde medyadan şahit olmuş insanlar ile görüşen biri olarak yazıyorum. Psikolojik iyileşme süreci uzun bir yol olacak...
Bireysel acılar ne kadar bastırılmaz ve doğru şekilde işlenir ise toplumsal yaralar da o denli doğru sarılacaktır.
Bireysel iyi oluş, toplumsal iyi oluş demektir.
O nedenle lütfen kendi varoluş yolculuğunuzdaki bireysel sorunları ve travmaları da geri plana itmemeye özen gösterin.

Yaşanılan travmanın bu aşamasında “suçluluk hissi”nin arttığını görmekteyiz. “Derdimden utanıyorum” tarzı söylemler çok fazla… Lütfen unutmayın: Bireysel problemlerinize üzülmeniz depremzede bireyler için daha az üzüldüğünüz/üzüleceğiniz anlamına gelmiyor. Bireysel ve toplumsal acılar paralel şekilde ilerleyebilir. Üzüntü, pastanın dilimlerine benzemez. Bir dilim almak pastadan azaltabilir, ancak söz konusu duygular ise aynı anda farklı olaylara farklı duygular geliştirebiliriz.

Ki şöyle de düşünürsek, kendi iyi oluşunuzu önemsemek travma mağduru bireylerin daha sonraki aşamalarda ihtiyaç duymaya devam edeceği birlik duygusunu sürdürmenize olanak sağlayacaktır. Bu nedenle, kendi hayatınızla ilgili problemleri de göz ardı etmemeniz önce sizin için, sonra da toplum için çok önemli bir meseledir.

Sevgilerimle

 

 

Bu yazı toplam 467 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113