• BIST 9475.08
  • Altın 2503.661
  • Dolar 32.5975
  • Euro 34.8005
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

OKUL ÖNCESİNDE DİN EĞİTİMİ TARTIŞMASI

Talat Yavuz

 

Millî Eğitim Şûrası Genel Kurulu’nda sendikamızın; “Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır.” teklifinin kabul edilmesi üzerine, hiç de yabancı olmadığımız eski bir tartışma yeniden başladı.

Katsayı adaletsizliğine, karma eğitim dayatmasına ve başörtüsü zulmüne son verirken, imam hatip ortaokullarını yeniden açarken, müstemleke ülkelere layık görülen müfredatı değiştirirken karşımıza dikilenler yine organize olmuşlar, suç duyurusunda bulunuyor ve tepki açıklamaları yapıyorlar.

Okul öncesinde din ve değerler eğitimi pedagojik değilmiş, bu yaş grubu çocuklar somut işlemler dönemindeymiş, melek, cin, sevap, günah gibi soyut kavramları öğrenemezlermiş. Dini, cin ve periden ibaret zannedenler, bugünlerde eğitim dâhisi kesildiler ve pedagojiyi sadece kendilerinin bildiklerini zannediyorlar.

Dünyadan örnekler verseniz, aynı yaş gruplarında kiliseye götürülen çocuklardan bahsetseniz de değişen bir şey yok. Dertleri pedagoji vs. değil, dertleri çocuklarımızın dini ve milli değerlerle buluşmasına engel olmak. Şahit olduğumuz bir korku halidir ve korkularını, çarpıttıkları bilimsel ilkelerle gizlemeye çalışıyorlar.

“Din, ahlak ve değerlerimizi” çocuğun doğuştan getirdiği, anne baba sevgisi gibi duygulardan başka, zararlı ve tehlikeli bir şey gibi göstermeye çalışmak nasıl bir ruh halidir? Anne, baba ve öğretmen sevgisi somut kavramlar mıdır?

Sendikamız, teklifin uygulamasında üç alternatif yöntem öneriyor. Mevcut dini derslerin verildiği gibi planlama yapılabilir, değerler eğitimi şeklinde müfredatta düzenlenebilir veya seçmeli dersler olarak veli tercihine bırakılabilir. Bu kadar iyi niyeti görmeyenler, öncelikle ülkemizin değerlerinden ne kadar uzaklaştıklarına bakmalılar.

İtiraz edeceklerse, çocuklarımıza her yılbaşında Noel baba kıyafetiyle hediyeler verilmesine itiraz etmelidirler. Etkinliklerde çocuklarımıza giydirilen kıyafetler, tercih edilen müzikler, danslar, oyunlar… Eleştirilecek o kadar çok husus var ki din, ahlak ve değerlere sıra gelmez bile.

Eğitim fakültelerinin ilk dersi olan Eğitime Giriş dersini okuyan her eğitimci bilir ki okul öncesinde verilen ne varsa kalıcıdır, çocuğun kişiliğinin oluşmasında bu dönem çok önemlidir. Bu dönemde verilmek istenen ne varsa çocuğun yaşına uygun şekilde oyun olarak planlanır.

Kullanılacak oyuncaklar bile çocuğun zihin dünyasını şekillendirir, duygularına hükmeder. Bunu bildikleri için ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Aynı zamanda sendika olarak teklifimizin ne kadar önemli bir teklif olduğu da buradan anlaşılıyor.

Okul öncesi eğitim, son zamanlarda bütün kesimlerin üzerine eğildiği, yatırım yaptığı bir alan haline geldi. Bu kadar gürültü içinde nedense kimsenin aklına İBB’nin açtığı kreşlerde kimleri çalıştırdığını, ne öğrettiğini sorgulamak gelmiyor. İBB’nin ve ilçe belediyelerinin açtığı kreşler ve okul öncesi kurumlar, ilçe milli eğitim müdürlüklerinin etkin denetimine açılmalıdır.

MEB, şurada alınan kayda değer bu tek kararın hayata geçmesini titizlikle takip etmeli ve gereken adımları gecikmeden atmalıdır. Çocuklarımızı, geleceğimizi değerlerimize yabancılaşmış ellere bırakamayız, bırakmayacağız.

Bu yazı toplam 488 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113