Bediüzzaman Said Nursi 14
Bunları neden anlattım? Hikâye olsun diye değil, Nurlar ile ilgili sizlerin düşüncelerinizi ve kanaatlerinizi üzerine çekmek için söyledim. Yoksa ki bu hususta bazı özel durumları anlatmadan geçmeyeceğim.
Hayatından çok kısa bir kesit sunduğumuz kısımda eserlerin telifinde elbette ki bir sıra görülmektedir. Ancak bizim okuduğumuz Risale-i Nur Külliyatı harf ve konu sırasına göre telif edilen eserler değildir. Telif bittikten sonra müellifin tekrar tekrar tashihinden geçerek bu hale gelmiştir. Telif sırasında gözümüze çarpanların bazılarını buraya alalım ve kendimiz bir değerlendirme yapalım.
Münazarat (1910), Hutbe-i Şamiye (1911), İşârâtü’l-i‘câz (1914), Mesnevi-i Nuriye (1919), Zeylü-z-Zeyl (1922), Hubab ve Zeylü’l-Hubab (1923), Sünuhât (1920), Hakikat Çekirdekleri (1920), Hutuvat-ı Sitte (1920), Nokta (1921), Rumûz (1922), Lemeât, Katre, Habbe, Zerre, Şemme, Kızıl İcaz (1922), Nurun İlk Kapısı, Sözler, Lem'alar, Mektubat (1926), Tesettür Risalesi (1934), Ayet-ül Kübrâ, Birinci Şua, İkinci Şua, Yedinci Şua, Sekizinci Şua (1935), Gençlik Rehberi (1962), yazımızda bu şekilde bir akış görülmektedir.
Açıkça söylemem gereken bir konu İslâm Bilim Adamları kategorisinde Üstadımız Bediüzzaman’ı anlatacak cesareti kendimde göremiyorum. Ancak bu kadar harika ve bugün 50 dilin üzerinde farklı milletlerde okunan ve birçok ülkelerde de üniversitelerinde ve lisanüstü eğitimlerinde okuttukları Risale-i Nur Külliyatı üzerine ne kadar master ve doktora tezleri verildiğini burada izah edemem.
Onun için nasıl böyle bir külliyatın yazarının hakkında, tanıtmak adına da olsa bahsetmeyeyim? Gerekirse bu eserlerin bilimsel yönlerini, istifade eden bilim adamları bir araya gelerek inşaallah insanlığa sunarlar. Onun için bu yazı serimizde bir eksiklik görürseniz o benim liyakatsizliğimdendir. Ancak takdire şayan yönleri görülürse bu eserlerden yansımalardır. Kaynağından okunması temennimdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.