• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C

İLİM GELİNCE CEHALET AYAĞA KALKAR

Hasan Demirci
Bir dönem Tuzla Belediyesinde birlikte görev yaptığım, çokta saygı duyduğum bir büyüğümüz, o zaman ki Çevre Temizlik İşleri Müdürümüz Süleyman Çetinkaya beyin odasına her girdiğim zaman bunu söyleyerek ayağa kalkarken söylediği bir sözdür bu başlık "İlim gelince cehalet ayağa kalkar".
 
Şahsımıza paye çıkarmaktan, kibre saplanmaktan Allaha sığınırım. Bizde olmayan hasletlerle bizi taltif ettiğini biliyordum. Ama yaklaşımını ilme olan saygı ve hürmete yorduğum için saygı ve minnetle karşılıyordum. Bu yaklaşım tarzı idarecilerimiz için bir ilham kaynağı olmalıdır diye düşünüyorum.
Bunu söyleyince pek muhtemeldir ki ilmiyle Amil olan saygıyı hakeden alimi gösterin elinden öpelim diye düşünebilirsiniz. Kısmen de olsa haklısınız bu düşüncede. Ancak biz ilim ve irfan medeniyetinin, köklü bir geleneğin temsilcileri, mirasçısılarıyız. Hürmet ederiz, saygı gösteririz. Karşımızdaki insan bunu hakediyor veya etmiyor nazarıyla değil, bana yakışan da budur diyerek saygı gösterir, hürmet ederiz. İnsana hürmet ederiz, yaratılmış olanlara hürmet ederiz yaratandan ötürü. Bu vesileyle insanlığı ayağa kaldırmayı hedefler, yerlerde sürünen ahlaksızlık, terbiyesizlik, had bilmezlik hastalıklarına çare olmasını dileriz.
 
Onun için ilim vardır, onun için hikmet ehli, hilm sahibi, irfan sahibi hocalarımız vardır. Bizleri yetiştirmeye çalışırlar. 
Her insanın mutlaka eksiği vardır, eksiklerimizden hareket edecek olursak, Kamil insan ararsak bulamayacağımızı üzülerek belirtmek isterim. Ne var ki onca hatalarımıza ve eksikliklerimize rağmen  hayatımız boyunca ilim ehline "kabağın sahibinin hatırına" saygı gösterip dualarını almaya bakalım.
Meşhur hikayedir ;
Dervîşin biri berbere gitmiş, tıraş oluyormuş...Tıraşın ortasında içeri bir kabadayı girmiş ve dervîşin kafasına bir tokat atarak :
"Kabak olmadı mı daha! Kalk bakalım oradan, önce ben tıraş olacağım..." demiş...
Dervîş hiç itiraz etmeden kalkmış, kabadayı oturmuş, berber de onu bir güzel tıraş etmiş...Tıraş bitince kabadayı atına atlamış fakat at huysuzlanmış ve şâha kalkıp dört nala gitmeye başlamış...O ara kabadayı dengesini kaybetmiş, ayağı üzengiye takılmış ve yerlere çarpa çapa kafası paramparça olmuş...At, kabadayının cansız bedeni ile gele gele dervîşin bulunduğu berberin önüne gelip, durmuş...
Bu korkunç manzarayı görenlerden bazıları dervîşe îmâlı îmâlı bakarak şunu demeye getirmişler :
"Erenler, sen dervîş adamsın, affetseydin keşke..." 
Dervîşin cevâbı pek dervîşâne ve ârifâne olmuş :
"Bana öyle bakmayın...Ben râzıydım ama kabağın sâhibi razı olmadı..." demiş.
Kabağın sahibini razı etmeye bakalım 
Bu hatırlatmayı da yaptıktan sonra son olarak tarihi bir hadiseyi paylaşarak yazımızı noktalayalım. 
Melik şah, değerli ilim adamlarından Ali b. Hüseyin el-Hanefi’ye: “Benim yanıma niçin gelmiyorsun?” diye sorduğunda: “Senin alimleri ziyaret ederek iyi başkan olman için, benimde seni ziyaret etmeyerek iyi alim olmam için gelmedim” diye cevap vermiş.
 
İlme saygı ve hürmet edenlere selam olsun...
 
Bu yazı toplam 1797 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113