Darbeler dönemleri yaşadık. Baskı dönemleri yaşadık ama ‘’28 Şubat Post Modern Darbesi’’ bin yıl sürmese de bıraktığı izler bin yıl süreceğe benziyor.
Son on beş yıl içerisinde binlerce kız öğrencinin eğitim hakkı engellenip hayatı karartıldı. Binlerce kadın çalışanın işine son verildi. Müstemleke memleketlerinde yaşanmayan baskı ve zulüm bu ülkenin öz evlatlarına yaşatıldı.
Bu dönemlerde on üç-on beş kişi sokağa çıkıyor (güya) eylem yapıyor, kaldırım taşı söküyor, cam kırıyor, ışık söndürüyor. Akabinde medya bunları şişiriyor, kamuoyu(!) desteği sağlanarak bazı yönetmelikler, çıkarılıp uygulamaya konuyordu. Fakat o dönemlerde beş yüz bin kişi İstanbul Boğaz Köprüsünden Gebze’ye kadar el ele tutuşarak eylem yapıyor. Başörtüsü zulmü kınanıyor, İmam Hatiplerin orta kısımları kapatılmasın diye yurt genelinde demokratik eylemler yapılıyordu. Buna rağmen zulüm adım-adım devam ettirilmişti.
Nasreddin Hoca damdan düşmüş (bir rivayette de eşekten düşmüş) acısını dile getirip sızlanıyor. Etraftan yanına gelenler ‘’Hocam, ne var bunda niye sızlanıyorsun?’’ gibilerden ifadeler kullanınca Hoca; ‘’içinizde damdan düşen var mı? Varsa o gelsin yanıma’’ diye cevap veriyor.
28 Şubat sürecinden yara almamış çok az insan vardır bu ülkede. Birinin kızı, diğerinin eşi, bir başkasının yakını bir şekilde bu yasağın acımasız hışımına uğramıştır.
Ben de bu dönemin en zalim tokadını yiyen ailelerden biriyim. Eşim On Yedi Yıllık Devlet Memuru (Öğretmen) iken 2000 yılında (hem de kanser tedavisi görürken, uzun süreli raporlu iken) soruşturması yapılıp kısa sürede hesabı dürülenlerdendi. Bu da yetmiyor gibi haklarında ceza davaları açıldı, on beş bayan öğretmeni duruşma salonundan (başörtülü duruşmaya giremezsiniz diyerek) duruşma hakimi tarafından dışarı edildi. Dava Vekili Avukat Ömer Bozoğlu beyefendi (halen hayatta) reddi hakim talebinde bulundu. Uzun süren dava sonu beraatla sonuçlandı.
Memur-Sen Konfederasyonu Türkiye genelinde 'Kamuda Kılık-Kıyafet Özgürlüğü icin 10 Milyon İmza Kampanyası' başlatmış bulunuyor. Memur-Sen Konfederasyonu 30 Kasım 2012'de TBMM önünde bir eylem yaparak kamu görevlilerinin kılık kıyafet özgürlüğünü elde etmelerine yönelik, başörtüsüne özgürlük eylemi gerçekleştirdi. Eğitim öğretim ve bilim hizmet kolu Eğitim-Bir-Sen de, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü 81 ilde basın açıklamaları ve 2 Ocak 2013'te yeni yılın ilk mesai gününde iş yerlerine serbest kıyafetle giderek sivil itaatsizlikle devam ettirmiştir. 650 bin üyesiyle kamu çalışanlarının en büyük konfederasyonu olan Memur-Sen kamuoyunu da eylemlilik surecine dahil ederek Başbakanlığa sunulmak üzere 10 milyon imza toplama kararı almıştır. Kampanyaya (www.ozgurlukicinonmilyonimza.
Memur-Sen çevrelerinden edindiğim bilgiye göre şu ana kadar beş milyon imza toplanmış durumda. Dileriz bu yarada bu vesile ile tedavi edilir. Emeği geçenlerde bu ülke insanının dualarını alırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.