“Okur Yazar Buluşmaları” programının başlangıcında bir selamlama konuşması yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım; ‘’Kudüsü geri alırsanız Dünyada adalet olur’’ dedi. Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti; ‘’Kudüs Keşmir’dir, Balkanlardır, Çeçenistan’dır, Morodur, Afrika’dır. Zulüm altında inleyen herkesin kurtuluş formülüdür. Kudüsü alırsak bütün zulümler bitecek. Kudüs'e hakim olan bütün dünyaya hakim olur. Kudüs aşkı herkesi kuşatmalıdır’’ dedi.
İHH Başkanı konuşmasının son bölümünde; ‘’ Mavi Marmara olayından üç yıl sonra özür dilediler. Bu özür esasen bizim istediğimiz özür değil. İki farklı metin var. İbranice metin İsrail halkına, İngilizce metin bize. İkinci olarak, ablukayı kaldıracaklarına dair söz verdiler yerine getirmediler. Üstelik daha da ağırlaştırdılar. Üçüncüsü, tazminat can yakıcı fakar, açılan davalar tazminattan da, özürden de önemli. Dördüncüsü, bunların hepsini de verseler biz halk olarak İsrail ile ilişkileri istemiyoruz. İsrail diye bir yer yok. Orası işgal edilmiş Filistin topraklarıdır. Biz böyle biliyoruz. Ama birileri tüccarlar, yaşam şekli iyi olanlar, bazı bürokratlar bir an önce bu ilişkileri kurmaya çalışıyorlar. Ne olursa olsun ilişkiler hemen kurulsun istiyorlar’’ dedi.
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise söyleşisine ‘’Kudüs nasıl işgâl edildi? Kudüs nasıl kurtulur?’’ sorularını sorarak başladı. Ağırakça; ‘’Kudüs yer ile gökyüzünün birleştiği mekândır. İsra Suresinde ‘Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir.’
Bu ayette hem isra, hem mirac vardır. İsra; Mescid-i Haramdan Mescid-i Sksaya bir gece yürüyüşüdür.
Bu yürüyüş Hz. Peygambere çok kısa bir sürede gerçekleştiriliyor’’ dedi
Ağırakça konuşmasına şöyle devam etti; ‘’Peygamberimizin Kudüs’e götürülmesi bir tesadüf değil, Rasulullah’a bir ikramdır. Zira bu sıralarda, Hz. Hatice vefat ediyor, Amcası vefat ediyor, Taif'te taşlanıyor. Böyle bir sıkıntılı anında O’nu mükâfatlandırmak için bu mucize gerçekleşiyor’’ dedi.
Prof. Ağırakça konuşmasını şöyle sürdürdü; ‘’İbadet maksadıyla ziyaret üç mescide yapılır. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksadır. Hılafet olduğu sürece Hac yolculuğu güzergâhı önce İstanbul Sonra Kudüse uğrar, Mescid-i Nebeviye gider oradanda Kâbeye gidilirdi. Tüm dünya Müslümanları böyle yaptı’’ dedi.
Konuşmasının son bölümünde Kudüs’ün tarihçesini özetleyen Ağırakça konuşmasını şöyle tamamladı; ‘’1099 yılında işkâl edilen Kudüs de büyük katliam yaşatılıyor. Haçlılar tarafından yüzlerce ilim adamı, sayısız Müslüman kanı akıtılıyor. Az da olsa öldürülenler arasında Yahudiler de var. 1188’e kadar Kudüs boynu bükük vaziyette işkâl altında kaldı. Selehaddin-i Eyyubi, Kudüsü fethetmek için iki yıl boyunca (zaruri haller müstesna) ayakkabısını ayağından çıkarmamıştır. Geceleri askerleriyle birlikte hep Teheccüd Namazına kalkmıştır. Kudüs fethedilinceye kadar yüzü gülmemiştir. Bugünkü ortam o günü hatırlatıyor. Bugün Müslümanlar bunu konuşuyor. Herkes kendisini Selehaddin’in anası, babası görmesi lazım. Bugünkü annelerde öyle bir Selehaddin doğurmalıdır veya Selehaddinlerin doğması için dualar etmelidir’’ dedi.
Kudüs yer ile gökyüzünün birleştiği mekândır.
HABER: ABDULLAH YADİGAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.