• BIST 8876.22
  • Altın 2928.215
  • Dolar 34.2375
  • Euro 37.4474
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 28 °C

Türk devletleri Teşkilatı            

İbrahim Ciminli

Teşkilatın temeli 1992 yılında “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi” olarak atılmıştır. Zirvenin adı; 3 Ekim 2009’da “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi- Türk Konseyi” olarak yenilenmiş ve uluslararası  birliğe dönüştürülmüştür. 12 Kasım 2021 tarihinde Türkiye’de yapılan devlet başkanları zirvesinde ise birliğin ismi“ Türk Devletleri Teşkilatı” olarak yeniden belirlenmiştir.  Uluslararası bir teşkilat olarak yoluna devam etmektedir. Üyeleri; 11 Kasım 2022 itibariyle Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan’dır. Gözlemci üyeler; Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Bu birlik; ilk olarak “Türk Devletleri” nin kurduğu gönüllü bir ittifak olmuştur. 

Tarih boyunca Türkler en önemli sıçrama anlarında birbirleri savaşmışlardır. Tarihin en büyük Türk Devleti olan Osmanlı Devleti döneminde de; Timur, Yıldırım Beyazıt’la yani Osmanlı ile savaşmış, Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim’le savaşmıştır. Osmanlı Devletine karşı yapılan bu savaşlarda her iki taraf da büyük zarar görmüştür. Türk’ün Türk’e yaptığını, müslümanın müslümana yaptığını düşman bile yapmamıştır. İç iktidar kavgaları da Türk Devletlerine büyük zarar vermiştir.                       

Millet olarak adalete ve bağımsızlığa düşkün bir milletiz; 7 bağımsız, 15 yarı bağımsız Türk devleti vardır. Dünyadaki toplam Türk nüfusu;  300 milyona yakındır ve bu sayı; Çinliler, Hintliler ve Endonezyalılar’dan sonra dördüncü büyük nüfustur. Ancak eski Sovyet coğrafyasında yaşayan Türkler onlarca devlete ayrılmış, son iki asırda Rus filologlar ve sosyologlar tarafından şive ve lehçeler iyice abartılarak dil birlikleri bozulmuş, ayrı alfabeler üretilmiş, Türkçe konuşan ama birbirini anlayamayan millet haline getirilmiştir. Bu tahrifi ve tahribi tamir için öncelikle “Türkiye Türkçesi” ortak paydasında bütün Türkler tek alfabeye geçmelidirler.

Maalesef alfabeler ayrıldıktan sonra; yine Sovyetler tarafından, Türk boylarının yaşadığı yerler aralarından sınırlar çizilerek ayrı ülkeler haline getirilmişler ve çoğunun arasında sınır ihtilafları bırakılarak kavga ettirilmişlerdir. Bununla da kalınmamış, bütün Türk devletlerine Rus nüfus yerleştirilmiş, Türk nüfus tehcir edilmiş, vatanlarından sürgün edilmişlerdir. Ayrıca 30 milyon nüfusa sahip Doğu Türkistan ise Çin’in hakimiyeti ve baskısı altındadır.

Rus hegemonyası Türk Devletlerinin önemli sorunudur. Bağımsız devletlerdir ancak Rusya’nın sömürgesi durumundadırlar. Yöneticilerinin önemli bir kısmı Rus bağımlısıdır, tam bağımsızlığı düşünen Türk Devletinin tepesine Rus gizli servisi balyoz gibi iner. Rusya’nın politikalarına ters düşmemek kaydıyla sınırlı, sorumlu (sorunlu) bir özgürlükleri vardır. Ancak bu durumları Türkiye ile ekonomik, kültürel ve sınırlı şekilde askeri işbirliği yapmalarına engel değildir. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Türk devletleri de birbirleri ile iyi geçinirlerse enerjileri boşa gitmez.

Maalesef  dağınık oldukları ve aralarında ihtilaflar bulunduğu için 150 yıldır birbirleri ile kopuk yaşamaktadırlar. Güçleri ve enerjileri boşa gitmektedir. Sonuç olarak gelişemiyorlar ve ekonomik ve teknolojik bakımdan  gelişmiş ülkelerin tüketicisi olmaktan ileri gidemiyorlar. Doğalgaz, petrol ve birçok maden zenginlikleri olmasaydı büyük sıkıntılar yaşayabilirlerdi.

Türkiye Cumhuriyetin önderliği ve teşviki, Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleri ile Türk Devletleri Teşkilatı toplantılarının gündemi daha kapsamlı oluyor ve birçok alanda işbirliği antlaşmaları imzalanıyor. İnşallah önümüzdeki süreçte bu işbirlikleri gelişerek ve güçlenerek devam edecektir.

Türk Dünyası birbiriyle ne kadar yakınlaşırsa, o kadar sömürge olmaktan kurtulurlar. Türk dünyasının gücü birlikteliktedir. Bu birlikteliği engellemek için yüzyıllardır faaliyet gösteren ülkeler vardır. Türk Devletlerinin nüfus ve nüfuz bakımından en büyük olanı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Dolayısı ile hepsinin gözü Türkiye’nin üzerindedir. Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ın Ermenistan tarafından 30 yıldan beri işgali, Türkiye’nin Azerbaycan’a desteği ile son bulmuştur.             

Türk Devletlerinin yeraltı kaynakları tüm dünyanın iştahını kabartmaktadır. Kendileri tarafından iyi değerlendirilemeyen bu kaynaklar, Rusya’nın, Amerika’nın ve Avrupa’nın büyük şirketleri tarafından yok pahasına işletilmektedir. Aslında Türk Devletleri varlık içinde yokluk yaşamaktadırlar.  
“Türk Devletleri Teşkilatı” bu makus gidişe son verebilecek en önemli organizasyondur. Daha da genişleyerek, ekonomik, sosyal-kültürel, bilimsel, teknolojik ve askeri ve benzeri birçok alanda etkin bir şekilde ortaklıklar kurulmalı, işbirliği antlaşmaları yapılmalıdır. Hatta Afrika ve Arap Birliği ile de teşkilat olarak ortak işbirliği antlaşmaları yapılmalıdır. Birlikten güç doğar. Bugün yeryüzünü yaşanmaz hale getiren emperyalist ülkelerin pençesinden ancak bu şekilde kurtulmak mümkündür. Doğu Türkistan ancak bu şekilde özgürlüğüne kavuşur.

Bu yazı toplam 698 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113