• BIST 8876.22
  • Altın 2928.215
  • Dolar 34.2375
  • Euro 37.4474
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 16 °C

İmha mı, İhya mı?

İbrahim Ciminli

İhya; yeniden diriliş, canlandırmak, ayağa kaldırmak, görünür kılmak, gün yüzüne çıkarmak, hatırlatmak, unutulmuş ya da yıkılmış olanı imar etmek, restore etmek, geçmişle bugünün sağlam bağlarını yeniden kurmak, aslına bağlı olarak yeniden canlandırmak manalarına gelir. 
İhya kavramının içerisinde, geçmişle bugünün uyumu ve barışıklığı vardır. İhya’da; geçmiş, bugün ve gelecek birbirinden güç alır ve ortak hedeflere doğru yürür. Kavga gürültü yoktur, barış ve esenlik vardır, tarihle güçlü bir bağ vardır. İhya İslam medeniyetinin özelliğidir.

İmha etmek ise; var olanı yıkmak, ortadan kaldırmak, harap etmek, yok etmek, aşırı bir bağnazlıkla geçmişin bütün değerlerini, kültürünü, medeniyetini, tarihini, tarihi eserlerini, tarihi şahsiyetlerini ve kıymetlerini hoyratça saldırarak değersizleştirmek, moralleri bozmak, sosyal barışa, ekonomik istikrara ve maddi manevi ne varsa hepsine top yekün savaş açmaktır. İmhada; Tarihle olan bütün bağları kesmek, tamamen başkalaşmak, köksüzleşmek, şahsiyetini yitirmek vardır. Milletin bütün medeni ve kültürel birikimlerini elinin tersiyle itip, sanki hafızayı yitirmiş bir adama dönüşmek vardır. İmha,  batının bize dayattığı bir yıkımdır. Hem de elimize verdiği balyozlarla kendimizi kendimize yıktırmaktır.  

Türkiye’de öncelikle, binlerce yıllık tarihi bağlarımızı ve medeniyetimizi yıkıma uğrattılar. Osmanlı’dan başlayıp, Büyük Selçuklu’ya, Karahanlılara ve daha da ileri giderek bütün tarihi ve milli bağlarımızı ve varlıklarımızı tahrip ettiler, hemen bununla birlikte manevi bağlarımıza karşı da şeytanca savaş açtılar. Şu anda bu görevi aşırı sol ve genellikle solun bütün çeşitlerinin önde olanları, yönetim tabakaları, yazarları, düşünürleri ve medya organları üstlenmiştir. Halk tabanında kabul görmese de, Türkiye’de sol örgütlerin yönetim tabakasının dine bakışı, az bir kısmı müstesna hep olumsuzdur. Kendilerini bir dönüştürücü güç olarak konumlandırmışlardır. Ara sıra bazı solcuların göstermelik yaklaşımları olsa da, bunlar da politik, oy almaya yönelik, seçimden seçime sahte gülücüklerden ibarettir. Batı kültürünün Türkiye’de taşıyıcı unsuru ve savunucusu maalesef yoğunlukla  sol ve türevleridir. Terörist sol örgütler de, legal sol da temelde İslam’a, kültürümüze ve medeniyetimize karşı bir duruşları vardır. Adeta Batı’nın içimizdeki Truva atı gibidirler. Çok az istisnası vardır. Sadece yöntemleri farklıdır. Bu düşmanlıklarının zaman ve zeminleri farklıdır.

Mesela; son günlerde medyada ve sosyal medya kanallarında dine, dindara, kutsal değerlere, başörtüsüne, Ezan’a, Kur’an’a, İmam-Hatipler’e  hakaret edenlerin; asacağız, keseceğiz, hapishanelerin kapısını açıp terör örgütü üyelerini serbest bırakacağız gibi düşmanlık fışkıran sözleri sarfedenlerin tamamı; aynı düşünceye sahip medya organlarında konuşmaktadırlar, bunlar  belli bir kesimin farklı çeşitleridir, tamamının düşünceleri kökende aynıdır, batı menşelidir. Batı kültürünün sarmaladığı kimselerin dine, dindara, milli tarihe, bayrağa, vatanın birliğine, İstiklal marşına bakışı çarpıktır ve bir türlü düzelmiyor. Geçmişte olmuş ihtilaf, kavga ve hataları sürekli taze tutarak bugünü zehirlemek için azami gayret sarfederler.

İmha düşüncesinin hakim olduğu anlayışta; geçmişe ve geçmişle bağı olan bugüne ait ne varsa hepsi ortadan kaldırılmadır. İftira ve yalan, milli ve manevi değerleri hafife alma, küçük görme belirgin özellikleridir. Ötekileştirme ve bölücülük her söz ve davranışlarında görülür. Materyalizmin, kapitalizmin taşıyıcısı, koruyucusu ve bekçisi onlardır. Ezan’dan, Kur’an’dan, milli tarihimizden rahatsız olanların ortak özelliği imha düşüncesine sahip olmalarıdır. Peki bu neden böyle oluyor? Bu kadar kendi kültürüne ve dinine uzak düşmenin sebepleri sosyolojik bir araştırma konusudur. Kaynağı ve sebebi nedir? Bunu tespit etmek önemli bir çalışma olacaktır.

Batı’nın genlerinde bulunan İslam ve Türk düşmanlığı, içimizdeki bir kesimde onlardan daha şiddetli bir şekilde vardır ve acıdır ki; zaman zaman çirkin üsluplarla, iftiralarla ortaya çıkmaktadır. Dine ve dindara hakaretleri yenilir yutulur gibi değil. Hıristiyan veya Yahudi’den bile beklenmeyen davranışlar sergilerler, söylemler kullanırlar. Dertleri imha etmek, zayıflatıp yok etmektir.

İhyacılarla imhacıların mücadelesi devam etmektedir. Bu mücadeleyi; ihya edenler, yani “Büyük Türkiye” ve “Kızılelma”hayali olanlar kazanacaktır. Çıkar, menfaat, kıskançlık ve kinlerinden dolayı imhacıların trenine binenlerin sonları ise;  tren gerekli hıza ulaştıktan sonra uygun bir zamanda trenden atılmaktır.

Bu yazı toplam 406 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113