• BIST 9055.34
  • Altın 2295.671
  • Dolar 32.3229
  • Euro 35.1342
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C

“Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil, takımsal dehanın çağı”

“Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil, takımsal dehanın çağı”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “21. yüzyıl becerileri liderlik kavramını değiştirdi”

Pozitif liderlikte olması gerekenlerden birinin takım çalışmasının önemine inanmak olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çağın liderliğinde 21. Yüzyıl becerilerinin de bulunması gerekir.   21. yüzyıl becerileri, liderlik kavramını değiştirdi. Bu becerilerden biri, takım çalışmasına yatkınlıktır. Takım çalışması bu zamanda çok önemli. Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil, takımsal dehanın çağı.”dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pozitif liderlikte güven duygusu oluşturma, iyi ilişkiler kurma, eleştiriye açık olma gibi özelliklerin de bulunduğunu söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pozitif liderlik kavramına ilişkin değerlendirmede bulundu.

“Pozitif liderlik” kavramının aslında “bilimsel liderlik” denilen kavramla da çok örtüştüğünü belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Liderlikte genellikle bilinen klasik liderlik vardır. Mevcudu olan bir işi çok iyi götüren klasik liderler vardır ama o tarz liderler kutunun dışında düşünemez. Mevcudu en iyi şekilde yönetme konusunda oldukça başarılıdırlar. Yeni durumları krizleri yönetemezler. Kriz durumunda genellikle birçok aile şirketinin dağılmasının nedeni, klasik liderlik anlayışıdır. Klasik liderlikle yürüyen şirketler krizlerde dağılabiliyor. ” dedi

Pozitif liderlikte gelişmiş tahmin yeteneği vardır

Bazı şirketlerin kuruluşunda müthiş bir liderlik olduğunu ama şirketin devam etmesi aşamasında geleceği tahmin edememe gibi sorunların bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyada da benzer örneklerin bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şirketler liderlik hatasından birçok fırsatı kaybettiler. Pozitif liderliğin en büyük özelliği tahmin yeteneğinin gelişmiş olmasıdır. Liderler, mevcudu çok iyi götürürler. Karizmatik liderler, fırtınadan çok iyi çıkarlar ama gerçek liderler, bilimsel liderler yani pozitif liderler fırtınaya yakalanmamayı başarırlar. Krizi yönetmek yerine krizin çıkmamasına yönelik ya da öncüllerini yakalayıp ona göre hareket ederler.” diye konuştu.

Negatif liderlikte zihnin hatayı düzeltme odaklı çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kriz çıktığı zaman krizi yönetme odaklı çalışıyor. Oysa  kriz çıkmasın diye önlem almak, kriz analizi yapmak, kriz planı yapmak, gelecekle ilgili analiz yapmak, krize hazırlıktan önce kriz analizi yapabilmek çok önemlidir. Gelecekteki ihtiyaçlarla ilgili analiz yapılması gerekir.” dedi. 

Bilimsel lider, iyi ilişki kurar

Bilimsel liderlikte kişinin “Ben her şeyi biliyorum” duygusuyla hareket etmeyeceğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu tarz lider, tecrübe sahibi birinden yardım almaya çalışır. Önce kendisiyle sonra da çalışanlarla iyi ilişki kurar. Bu tip liderler dış denetçilere ve eleştirilere açıktır. Eleştiriye açık olmak önemlidir. Eleştiriye açık olmayan kişiler pozitif lider olamıyorlar. Eleştiriye açık olmak kolay değildir. Klasik liderler bunu yapamazlar ve karizmatik liderler eleştiriden çok rahatsız olurlar.” dedi.

Pozitif liderlikte eleştiri hediye gibi görülür

“Asıl liderlik, kendi kendimizin lideri olmaktır” diyen Prof. Dr. Tarhan, “Buna nöroliderlik diyoruz yani beyin kimyamızı yönetebilmek, öfkemizi, dürtülerimizi, arzularımızı yönetebilmek, özeleştiri yapabilmek, bunları başarabilmek önemlidir. Burada kişi karşı tarafın eleştirisine olumlu yönden bakar. ‘Eğer haklıysa bana yardım ediyor’ diye düşünür, eleştiriyi armağan gibi görür pozitif lider ve eleştirilmesine bakar işine yarıyorsa kullanır yaramıyorsa yoluna devam eder. Eleştiriyi kabul edemeyen kişiler, ilerleyemezler ve aynı yerde kalırlar.” dedi.

Pozitif liderlikte güven esastır

Pozitif yani bilimsel liderlikte güven esas, kuşku istisna olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2009 yılında 54 bin kişinin üzerinde yapılan bir çalışma var. Çalışmaya katılanlara ‘Lider ya da yöneticinizin nasıl olmasını istersiniz?’ sorusu soruluyor. Birinci sırada güvenilir ve dürüst olması gerektiği belirtiliyor. İkinci sırada insan odaklı, üçüncü sırada iletişime açık olması bekleniyor. Yani liderlikte açık, şeffaf ve dürüst odaklı bir bakış açısı önemlidir. Liderlik çemberinin ortasında güven vardır. Etrafında yeterlilik, değerler ve sosyal zeka yer alıyor. Sevgi arttığı zaman güven de artıyor. Sevgi azalınca güven de azalıyor. Aralarında nedensellik ilişkisi var. Sevgi azalınca korku artıyor. Korku artınca güven zayıflıyor. Sevgi, korku ve güven üçü bir döngü içerisindedir.” diye konuştu.

Negatif liderlik başarılı olamıyor

İçerisinde bulunduğumuz çağda liderlik stilinin değiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çağda negatif liderlik başarılı olamıyor. Eski çağlarda geleneksel sistemlerde hızlı ve kesin sonuç almak için korkutan, tehdit eden, hızla sonuç alan bir liderlik anlayışı vardı. O lider gücü kaybettiği zaman da sokakta dolaşamaz hale geliyor. Bunun örnekleri tarihte vardır. Napolyon ve Hitler  bu tarz liderlerdir. Korkuyla yönetiyorlar. Pozitif liderlik zor bir iştir. Sabırlı olmak gerekiyor, yetenek ağırlıklı düşünmek gerekiyor, kişilerin iyi özelliklerini bulup, yakalayıp ortaya çıkartmak gerekiyor.”dedi.

Çocuk söylenene değil, yapılana bakıyor

“Ailede de liderlik önemlidir” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailedeki tutum hatalarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çocuklar genellikle anne ve babanın söylediklerine değil, yaptıklarına bakarlar. Ebeveynlerin söyledikleriyle yaptıkları uyumluysa çocuk onu modellemeye çalışır. Ama söylediği başka, yaptığı başkaysa çocuk o anda işine gelen hangisiyse onu modellemeye çalışır. Onun için anne ve babanın kendi içinde uyum olması önemlidir. Tutarsız disiplin zararlıdır. Bir gün evet dediğine ertesi gün hayır diyor. Bu tip tutarsızlıklar, çocuğun zihninde bölünmelere yol açıyor. Evde uygulanan iyi polis-kötü polis yöntemi de hatalıdır. Çocuk eğitiminde iyi polis kötü polis olmaz. Sorgulama tekniğidir bu, ailede yönetim tekniği değildir. Bu tarzdaki manipülatif yaklaşımlar çocukta ilerde manipülatif bir kişilik ortaya çıkar.” 

Yalancının mumu yatsıyı beklemiyor…

Bizim kültürümüzde zaman zaman baskı ve korku kültürünün ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Korku kültürü etkisiyle korkutarak sonuç almaya çalışıyoruz. Halbuki bu çağda korku kültürünün değil, güven kültürünün önemli olduğu bir dünyaya gidiyoruz çünkü açık, şeffaf iletişim var. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar deniyordu şimdi yalancının mumu internete kadar yanıyor, yatsıyı beklemiyor. O nedenle çocuğumuza şaka bile olsa yalan söylememek gerekiyor. Güven esaslı liderlik önemli. Bunun için de kişi önce kendisine karşı yalan söylemeyecek, kendisine karşı dürüst olacak.”dedi.

21. yüzyıl becerileri liderlik kavramını değiştirdi

Pozitif liderlikte olması gerekenlerden birinin de takım çalışmasının önemine inanma olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çağın liderliğinde 21. Yüzyıl becerilerinin de bulunması gerekir.  21. yüzyıl becerileri liderlik kavramını değiştirdi. Bu becerilerden biri takım çalışmasına yatkınlıktır. Takım çalışması, bu zamanda çok önemli. Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil takımsal dehanın çağı. Onun için pozitif lider, geminin ilerlemesi için takımı harekete geçirir. Çalışanların ‘Ben yaptım’ demesine fırsat verir. Futbol oyunundaki liderlik, karizmatik liderliktir. ‘Top hep bende olsun, hep orta sahada olayım, hep ben gol atayım’  tarzındaki bir liderliktir. Oysa futbolda bile şu anda kolektif oyunculuk esas alınıyor yani takım liderliği esastır.”dedi.

İnsan ilişkisel bir varlıktır, her şeyi toplumdan öğreniyoruz

Günümüzde empati erozyonundan bahsedildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çağın ortaya çıkardığı liderlikteki değişime sebep olan bağlantısallıktır, connectivism’dir. Şu anda herkes birbiriyle bağlantılıdır ve her şey ilişkiseldir. İnsan da ilişkisel bir varlıktır. Tek başına yaşamaya göre şifrelenmemiş ve kodlanmamıştır. İnsan tek başına mutlu olmayı başaramaz. Tabii seçilmiş yalnızlıklar vardır o başka. Belli bir seviyeye geldikten sonra kişi bunu seçebilir ama tabi özel bir durumdur. Biz aslında hayatta her şeyi sonradan öğreniyoruz, toplumdan öğreniyoruz.” dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113