Silikon Vadisi'nde rakamlar artık bildiğimiz ölçeklerin dışına çıkmış durumda. The Guardian'da dün yayımlanan bir yazıda, Microsoft, Google, Meta, Amazon ve Apple gibi teknoloji devlerinin son 18 ayda yapay zeka altyapısına yaptıkları toplam harcama 1 trilyon doları aştı. Bu eşi benzeri görülmemiş bir yatırım furyası. Peki bu çılgınlığın arkasında ne var? Bu sadece bir teknoloji yarışı mı, yoksa dijital ekonominin geleceğini şekillendirecek bir güç birikmesi mi?
Sadece Kod Değil, Kamyon Yüküyle Çip ve Enerji
Anlaşılan o ki bu devasa harcamanın aslan payını, yapay zeka modellerini eğitmek ve çalıştırmak için gereken altyapı oluşturuyor. Binlerce dönümlük arazilere kurulan yeni veri merkezleri, Nvidia gibi üreticilerden alınan on milyarlarca dolarlık özel çipler ve bu sistemleri beslemek için gereken akıl almaz miktarda enerji... Yapay zeka artık sadece parlak mühendislerin yazdığı kodlardan ibaret değil; aynı zamanda devasa bir fiziksel altyapı ve lojistik operasyonu demek.
Şirketler, bu yatırımları "insanlığın en büyük sorunlarını çözmek" ve "teknolojiyi demokratikleştirmek" gibi idealist hedeflerle gerekçelendiriyor. Ancak madalyonun öteki yüzünde, bu harcamaların yarattığı devasa giriş engeli yatıyor. Artık en iyi yapay zeka modelini geliştirmek için sadece parlak bir fikre sahip olmak yetmiyor; aynı zamanda yüz milyarlarca dolarlık işlem gücüne (compute) erişiminiz olması gerekiyor.
Yapay zeka artık sadece parlak mühendislerin yazdığı kodlardan ibaret değil; aynı zamanda devasa bir fiziksel altyapı ve lojistik operasyonu demek.
Yeni Tekellerin Doğuşu
Bu durum, kaçınılmaz olarak bir "yapay zeka oligarşisi" endişesini doğuruyor. Teknoloji dünyasının temelini oluşturan "garajda başlayan girişim" romantizmi, temel modeller (foundation models¹) söz konusu olduğunda geçerliliğini yitiriyor. Bağımsız araştırma laboratuvarları ve küçük girişimler, bu sermaye yoğun savaşta devlerin gölgesinde kalma riskiyle karşı karşıya.
The Guardian'ın görüştüğü analistler ise bu sürecin finansal bir balon olma tehlikesine işaret ediyor. Teknoloji devleri, yapay zekadan elde edilecek gelecekteki kârlara dair beklentilerle bu devasa harcamaları yapıyor. Peki ya bu kârlar, beklenen hızda ve ölçekte gelmezse? 2000'lerin başındaki “dot-com balonu”², beklentilerle gerçekler arasındaki uçurumun ne kadar yıkıcı olabileceğini bize acı bir şekilde hatırlatmıştı.
Herkes için ilerleme mi, birkaç şirket için imparatorluk mu?
Şu bir gerçek ki, bu trilyon dolarlık yatırım bilimin sınırlarını zorluyor ve birkaç yıl önce hayal bile edilemeyen gelişmeleri mümkün kılıyor. Ancak bu ilerlemenin bedeli, gücün ve kontrolün daha önce hiç olmadığı kadar (yine) az sayıda şirketin elinde toplanması olabilir.
Yapay zeka devriminin meyvelerini kim toplayacak? Bu "silahlanma yarışı", hepimiz için daha iyi bir gelecek mi inşa ediyor, yoksa sadece birkaç kazananın olacağı ve geri kalan herkesin onlara bağımlı olacağı yeni bir dijital feodal³ düzenin mi temellerini atıyor? Önümüzdeki yıllar, bu trilyon dolarlık kumarın sonucunu gösterecek.
MEHMET ŞAFAK SARI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.