8. Dönem Toplu Sözleşme: Hak Masada, Güç Sahada
Toplu sözleşme süreci geldiğinde, sadece rakamları konuşmak yetersiz kalır. Masaya taşınan her madde, aslında yılların biriktirdiği sorunların çözüm çağrısıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak bizim için toplu sözleşme, sadece ekonomik kazanım değil; aynı zamanda mesleki itibarı korumanın, sahada biriken dertleri dillendirmenin ve adaletsizlikleri görünür kılmanın adıdır.
2025 yılı için yaklaşan 8. Dönem Toplu Sözleşme, eğitim çalışanlarının gerçek gündemini güçlü biçimde yansıtma fırsatıdır. İstanbul 4 Nolu Şube olarak biz, masada konuşulacak her konunun arkasına, sahadan topladığımız verileri, üyelerimizin sesini ve adalet talebini yerleştiriyoruz.
Masaya Taşınan Talepler, Sahadan Yükselen Seslerdir
Sözlerimizi soyut beklentilere değil; anketlere, ilçe toplantılarına, temsilci raporlarına ve doğrudan üyelerimizin yaşadığı gerçeklere dayandırıyoruz:
· Enflasyonun Gölgesindeki Maaşlar: Her ay artan market fişleri, sabit kalan maaşları daha da görünür hale getiriyor. Artık geçim değil, yaşama direnci oluşmuş durumda. Talebimiz nettir: Aylık enflasyon farkı ve gerçek bir refah payı.
· Bayramlar Sadece Takvimde Kalmamalı: Sosyal yardımlar artık sembolik değil, yaşamsal hale geldi. Kira, kreş, yemek yardımları güncellenmeli, bayram ikramiyesi gibi moral destekleri yaygınlaştırılmalıdır.
· Emeklilikte Yoksulluğa Hayır: Görevdeyken alınan maaş ile emeklilikteki düşüş, birçok öğretmenin gelecek hayalini elinden alıyor. Emekli aylığı, bir hayat mücadelesine dönüşmemelidir.
· 3600 Ek Gösterge Herkesi Kapsamalı: Eğitim çalışanlarının tamamı 3600 göstergeden yararlanmalı, verilen sözler tutulmalıdır.
· Sözleşmeli-Ücretli-Kadrolu Ayrımı Bitmeli: Aynı işi yapan öğretmenler arasında farklı statüler, çalışma barışını bozmaktadır. Bu yapay ayrımlar derhal ortadan kaldırılmalı.
· YHS Unutulamaz: Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanları artık görmezden gelinemez. Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılıp bu sınıfa dahil kadro ve unvanlarda bulunan personel sınav veya başka bir işleme tabi tutulmaksızın Genel İdare Hizmet Sınıfına aktarılmalıdır
· Yönetici Sorunları Görülmeli: Şube müdürleri ve okul yöneticilerimiz; omzundaki yük arttıkça, hakkı teslim edilmeyen bir kesim haline geldi. Görev tanımı netleştirilmeli, tazminatlar güncellenmelidir.
· İstanbul İçin Özel Çözüm Şart: İstanbul gibi yüksek yaşam maliyetine sahip şehirlerde görev yapan öğretmenler için şehir bazlı ek tazminat ve ulaşım-kira desteği uygulanmalıdır. Bu talep en güçlü şekilde masaya taşınmalıdır
Yetki Genel Merkezde, Güç Sahada
Türkiye’de yetkili sendika olarak toplu sözleşme masasına oturma hakkı Eğitim-Bir-Sen’in Genel Merkezindedir. Ancak bu masaya güç taşıyan, işte tam da bu sahadan gelen taleplerdir. İstanbul 4 No’lu Şube olarak biz; ilçelerimizden, okullarımızdan ve üyelerimizden aldığımız verileri, duygu ve düşünceyi doğru biçimde analiz ederek Ankara’ya ulaştırıyoruz. Her veri bir argüman, her talep bir hak iddiasıdır.
Bu Sadece Bir Pazarlık Değil, Bir Duruş Meselesidir
Gerçekçi olalım; her talep belki karşılık bulmayacak. Ancak biz her satırı savunulmuş, her başlık temellendirilmiş bir şekilde masaya taşırsak, bugünü değilse de yarını değiştiririz. Çünkü mücadele, sadece bugünü kurtarma değil; gelecek nesil eğitim çalışanlarına onurlu bir miras bırakma işidir.
Ve biz bu mirası bırakacak iradeye, cesarete ve dayanışma kültürüne sahibiz.
Masada Yetkiliyiz, Sahada Etkiliyiz
Biliyoruz ki hak verilmez, alınır. Biz masaya sadece taleplerimizi değil; alın terimizi, onurumuzu ve ortak hafızamızı koyuyoruz. Çünkü bu masa, geleceğin okuluna giden yolun da başlangıcıdır.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube olarak, sadece konuşan değil, verisiyle, bilgisiyle, iradesiyle sürece yön veren bir sendikacılığın temsilcisiyiz.
Bu yürüyüşte birlikteyiz. Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe güçlendik; masada kazanan biz olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.