Kripto varlıklar uzmanı Melis Asena Özkan, "Bir yatırımcı arkadaşım 40 bin dolara gemi aldı. Şu anda varlığı 1000 dolar bile etmiyor" dedi.
Gerçekliği artırılmış "metaverse", 2020 yılının sonlarında dünyanın yanı sıra Türkiye'de de bir anda herkesin konuştuğu bir kavram haline geldi.
Geçmişte pek kimsenin bilmediği sanal para birimi bitcoin alanların büyük kar sağladığını fark eden vatandaşlar, bu yatırım aracını kaçırmamak için "metaverse" ortamında mülk satışına yoğun ilgi gösterdi.
Yatırımcıların ödedikleri kar beklentilerinin çok altına kalsa da bunun gelecekte kazandırıp kazandırmayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor.
"Oturmamış bir platform ve sektör olduğu için mağduriyet yaşandı"
Kripto varlıklar uzmanı Melis Asena Özkan ise koronavirüs salgını döneminde evlerinden çıkamayan insanların çevrim içi toplantılara katılmayı, yapay zeka teknolojilerini, dijital platformlarda bir şeyler alıp satmayı öğrendiklerini anlattı.
"Metaverse" evreninin de dijitale uyum sağlamaya çalışılan bu dönemde sunulduğunu ve popülaritesini giderek arttırdığını aktaran Özkan, şunları belirtti:
"Metaverse, aslında blockzincir teknolojisi altyapısını kullanan bir platform. 'Bir şehir yaratacağız. Bu şehirden dükkan alırsanız kira geliri elde edeceksiniz, arsa alırsanız endekslendiğinde size bir gelir sunacağız' vaadiyle doğdular. Sürekli pasif gelir elde ettiğiniz bir yatırım aracı halinde dönüştürülmeye çalışıldı. O dönemde buraya ilgi çok yoğundu. Hatta liman kenti yapan bir proje vardı. Bir yatırımcı arkadaşım 40 bin dolara gemi aldı. Şu anda varlığı 1000 dolar bile etmiyor. Bir şehir kuruyorsunuz, orayı kiralayıp satıyorsunuz. Bu projelerin finans aracı da kripto varlıklardı. 'Metaverse' projeleri çıkıyor, aynı zamanda kripto varlık alım satım platformlarında da bunların 'token'ları listeleniyor. 'Metaverse' yükselişi olunca hem projeye yatırım yapmak hem de erken gelen yatırımcı olmak için bunları satın alıyorsunuz. Maalesef oturmamış bir platform ve sektör olduğu için mağduriyet yaşandı."
Özkan, piyasanın "ayı dönemi" dediği "metaverse"nin etkileyici olduğu zamanları kaybettiği bir sürecin yaşandığını kaydetti.
Bu sürece adapte olmakta zorlanan projelerin yatırımcılarını mağdur ettiğini dile getiren Özkan, "Ama devam eden projeler var. Hala 'metaverse' projelerinin fiyatlandığı, yatırım aldığını görüyoruz." bilgisini verdi.
"İstanbul'u 'metaverse' evrenine aktardılar"
Medipol Üniversitesi'nden Öğretim Görevlisi Nurullah Mahmut Dündar da "metaverse" projelerin çıktığı dönemde "Sanal dünyada yerini şimdiden al" gibi reklam kampanyalarıyla insanları heyecanlandırıldığını söyledi.
İnsanların tam olarak ne aldığını bile anlamadan ciddi manada alım yaptığına, bu kampanyaların "fırsatı kaçırma korkusu" oluşturduğuna dikkati çeken Dündar, "Türkiye'de de bu fırsattan istifade etmek isteyen çeşitli girişimler oldu. İstanbul'u 'metaverse' evrenine aktardılar. İstanbul'daki arsalar da ciddi manada yüksek maliyetlere satıldı." dedi.
Dündar, sanal evrende hazırlanan Türkiye'ye yönelik özel projelere değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Mesela İstanbul'da yaşayan bir insan oturduğu evin arsasını 'metaverse'den de almak istedi. Yarın öbür gün orayla ilgili sanki bir hak kaybı yaşayacağını düşündü. Daha da ötesi insanlar İstanbul'un en yüksek getiriye sahip veya maddi değer olarak en bilinen bölgelerinden 'Ben bu dönem buradan ucuza alayım, ilerleyen aşamalarda burayı daha pahalıya satarım' algısıyla ciddi manada alımlar yaptı. 'Fiili ve fiziki arsa alımını bari dijital bağlamda yapalım. Bu dijital fırsatı kaçırmayalım, bambaşka bir dünyaya giriyoruz. Bari 'metaverse'nin içinde bir arsamız olsun' algısı oluşturuldu. İnsanlar da bu fırsatı kaçırmamak algısıyla alımlar gerçekleştirdiler."
Dündar, satışlar başladığında insanlara sanal alemdeki arsaların gelecekte mağduriyetlere dönüşeceğini anlatmaya çalıştığını dile getirdi.
İnsanlara hayali bir gelecek vadedildiğinin altını çizen Dündar, "Bu arsalara sanal dükkanlar açacaksın, kiraya vereceksin, burada etkinlikler düzenleyeceksin, kira gelirleri elde edeceksin' denildi. Bazı global markaların, bankaların, siyasi partilerin, büyük kurumsal şirketlerin oralarda olması teşvik edici rol üstlenmiş oldu. Bu platformların çoğu aktif kullanıcı tutamadı. Sonuçta arsa sahipleri de arsalarını satacak kimse bulamayınca zarar görmüş oldu." diye konuştu. KAYNAK:İnternethaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.